Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Türkiye kendi istikrarını riske atma pahasına mültecilere kucak açtı

Hollywood yıldızı Armand Assante, “Türkiye’ye mültecilere verdiği destekten dolayı minnettarız” diyerek ekledi: Ülkeniz büyük bir yüce gönüllülükle yerinden edilen milyonlarca insanın yükünü omuzladı, milyonlarca yaralıyı bağrına bastı. Türkiye, kendi istikrarını riske atma pahasına kollarını mültecilere açtı

Dünyaca ünlü oyuncu Armand Assante, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalar yaptı. Yabancı düşmanlığını ele alan bir belgesel yaptığını söyleyen ünlü aktör, "Dinsel, ırksal etkenlerden oluşan tüm fobiler, bana göre ahmakça tepkilerdir" dedi.
Uluslararası Göç Festivali kapsamında yaptığınız açıklamada "Türkiye'ye mültecilere verdiği destekten dolayı borçluyuz" dediniz. Avrupa'nın büyük bölümü yaşanan bu insanlık dramı karşısında kapılarını mültecilere kapattı. Avrupa'nın politikasını eleştiriyor musunuz?
Büyük felaket boyutunda bir trajedi bu. Festivalde "Türkiye'ye borcumuz var" dediğimde, şunu kastettim: Türkiye'ye, tarihi bir enerjiyi harekete geçirdiği ve yerinden edilen milyonlarca insanın yükünü omuzladığı için minnettarlık borcumuz var. Türkiye kendi istikrarını riske atma pahasına kollarını mültecilere açtı. Türkiye, büyük bir yüce gönüllülükle, yaralıları bağrına bastı. Ve dünyada artık sadece Türkiye nerenin kanadığını biliyor.

İSTANBUL, NEW YORK GİBİ
İstanbul'a özel bir ilginiz olduğunu biliyoruz. İstanbul'u diğer dünya şehirlerinden farklı kılan şey ne sizce?
Bir anlığına koronavirüs krizini bir kenara bırakırsak ve New York kültürünü düşünecek olursak; İstanbul'daki çeşitlilikten çok farklı değil bence. İstanbul, Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkentiydi ve Roma'nın düşüşünden sonra bin yıl ayakta kalmasıyla anımsanıyor.
İtalyanlar İstanbul'dan bazı binaları deniz yoluyla taşıdı ve o binalar şu anda hâlâ Venedik'in kanallarını taçlandırıyor. İstanbul ve Türkiye, hep ABD ve New York'la yan yana durmalı, sonsuza kadar müttefik olmalı.

HAYATIN HER GÜNÜ BİR MUCİZE
Dünya büyük bir salgınla karşı karşıya kaldı. Pandemi sürecinden hangi dersleri çıkarmalıyız?
Pandemiden çıkarılacak dersler benim açık bir şekilde telaffuz edebileceğim şeylerin çok ötesinde. Hepimiz için şunu diliyorum, umarım yeni normalimiz katlanılamayacak kadar anormal olmaz. Tüm bunlardan çıkardığım dersler hep temel felsefem oldu. Hayatın her günü bir mucizedir. Ve detaylarımız günün her anında gizli. Çok hızlı bir yolculuk bu.



YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARKASINDA KARANLIK GÜÇLER VAR
Bugün dünyada, özellikle Batı'da yabancı düşmanlığının yükseldiğini görüyoruz. Sizce bu durum ne gibi tehlikeler taşıyor?
Geçmişte bu konuya ilişkin bakış açımı yansıtan bir belgesel yapmıştım. Dinsel, ırksal etkenlerden oluşan tüm fobiler bana göre ahmakça tepkilerdir. Burada en önemli gerçek bu fobilerin olumsuz etkileridir. Ve bunun arkasında ise karanlık güçlerin; terörizm, şiddet, savaş gibi gerçek dışı jeopolitik hedefleri yatıyor. Tüm bunlar ise ne yazık ki korkuların doğmasına yol açıyor. Bence yabancı düşmanlığına dair korkulara sahip olmak, yasa dışı güçlerin gerçek-dışı, kışkırtıcı propagandasını onaylamaktır. Yabancı düşmanlığını içeren konuşmalar toplumlardaki çeşitliliğin görkemini görmezden gelmektedir. İnsanlar sevgi ve mantık ile hüküm verir. Toplumlar böyle fobileri içeren düşünceleri bir kenara bırakmalı.

YENİ HAVALİMANINIZ İŞLEVSEL, ESKİSİ İYİ BİR FİLM PLATOSU OLABİLİR
Türkiye film projeleri destinasyonu anlamında çok zengin bir ülke...
Evet. Yeni havalimanınız, İstanbul Havalimanı işlevsel ve güzel. Atatürk Havalimanı ise uluslararası film endüstrisine kolay ulaşım ve ucuz maliyet açısından avantajlı bir plato olabilir. Türk arkadaşlarım vesilesiyle tanıştığım Serkan Oral, Türk film endüstrisi konusunda çok bilgili. Duyduğum kadarıyla yakın zamanda hayata geçirmek istediği pek çok ilginç film ve televizyon projesi var. Dünyanın pek çok yerinde film festivallerine katıldım. Festivallerdeki filmlerin yüzde 90'ı, ödülleri silip süpürenler bile, nadiren dağıtılıyor. Bir filmin tanıtımı ve dağıtımı, filmin yapım masraflarının iki katı. Pek çok yerde harika prodüksiyonlara imza atılıyor ama çoğu zaman bunlar seyircinin karşısına çıkmıyor. Ama şöyle de bir gerçek var; artık dijital platformlar sayesinde dağıtım pastasından pay alamayan ve sinema salonlarına ulaşamayan pek çok yapımın, küresel izleyiciye ulaşma fırsatı var. İnternetten yayınlanarak milyonlarca kişiye ulaşılabiliyor artık. Teknoloji dünyayı ve film sektörünü kökten ve geri dönülemez bir şekilde değiştirdi.

TÜRK SANATÇILAR DÜNYANIN HER YERİNDE SAYGI GÖRÜYOR
Türk oyuncu ve yönetmenleri nasıl buluyorsunuz?
Her sanatçının yazdıklarıyla içine doğdukları zorlu coğrafyalar, kültürel etkileşimler arasında doğrudan bir bağlantı var. Türk sineması 100 yıllık bir geçmişe sahip ve yakın sinema tarihinin en heyecanlandıran yazar ve yönetmenlerini sinemanızın istikrarla ürettiği biliniyor. Birini diğerine karşı ön plana çıkaran bir liste yapmaktan utanırım. Açıkça söylemeliyim ki, sinemanızda büyük bir yetenek hazinesi var. En aşina olduğun yönetmen/yazar ve aktörlerin filmlerini tekrar tekrar izliyorum. İçe dönük, düşündürücü, duygu patlaması yaşatan hikayeler bunlar. Hiçbirimizin kaçacak yer bulamadığı varoluşsal sırları ve kafa karışıklığını yansıtan hikayeleriniz, evrensel ögeler taşıyor. Türk yazarlar, yönetmenler, aktörler ve sinematograflar dünyanın dört bir tarafındaki film festivallerinde hak ettikleri şekilde büyük saygı görüyor. Film ve televizyon endüstrinizin pek çok yapımı küresel alanda yayınlanıyor ve ulaşılabilir durumda. Benim de katılmaktan onur duyduğum Altın Portakal Film Festivali'niz tüm dünyadaki muadilleri arasında çok saygın bir festival.

GILGAMIŞ, MADDİ SORUNLARDAN TÜRKİYE'DE ÇEKİLEMEDİ
2005'te Gılgamış Destanı'nın Türkiye'de çekileceğini söylemiştiniz. Film neden çekilmedi?
Yapımcı Beni Atoori beni 2005'te Türkiye'ye götürdü. Amacı, Gılgamış Destanı filminde oynamamı dilediği rolü yeniden yazmaktı. Bildiğim kadarıyla prodüksiyona başlaması için 2 milyon doları kendi babası verdi. Kemer'de inanılmaz bir set kurdu, kostümlerin tasarımı için İstanbul'un en prestijli modaeviyle anlaştı, efsanevi yönetmen Roger Christian'ı kadroya dahil etti, prodüksiyona ev sahipliği yapması için villalar kiraladı. Ne kadar harcama yaptı bilmiyorum ama prodüksiyonu zamanında başlatmak için yeterince para bulamadı. Atoori yüreğini bu işe koydu ve pek çok iyi insan projede yer aldı, eminim bu durum kalbini kırdı.
Yeni projeniz var mı?
Britanya'da bir proje geliştiriyordum ama pandemi nedeniyle askıda. Bir projeyi askıya almak pek çok aktörün aslında çok aşina olduğu bir durum.

FİLM ENDÜSTRİSİ ARTIK ABD'NİN TEKELİNDE DEĞİL
Ülke sinemalarının dünyada tanınması için çaba gösteren bir oyuncusunuz. Sinemada Amerikan tekelleşmesinin önüne nasıl geçebiliriz?
Amerika ya da başka bir ülke artık film endüstrisi üzerinde tekel konumunda değil. Bence o dönemler çoktan geçti. Pek çok insanın ayak basmadığı yerlerde, yetenekli insanlarla çalışma şerefine nail olmamın dışında ülkelerin tanınmasına çok da katkıda bulunduğumu düşünmüyorum açıkçası. Eğer tekelleşmenin önüne geçmeyi başarabilirsek, bu da ülkelerin kendi yaratıcı marifetleri sayesinde olur. Benim için çok büyük bir heyecan ve heyecanımı onların beni ülkelerine davet etme cömertliklerine borçluyum. Türkiye'de de birkaç kez uzun ve zenginleştirici deneyimler yaşadım bu açıdan.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA