2018 yılının son üç ayına girdik. Bu yılın değişimi vurguladığını, hızına yetişemeyeceğimizi birçok kez kaleme almıştım. Ekim ayı da değişim adına ektiğimiz tohumların filizlenme ayı. Hayatımıza kışın erken gelmesi gibi, beklemediğimiz olaylar da aynı hızla gelecek.
Gezegenler tüm ihtişamıyla bizleri kendi düzenine uydurmaya çalışırken, kışın ağırlığını da üzerimizde hissedeceğiz. Geride bıraktığımız günlere inat, kazanmak için mücadelemizin gücünü artırırken, ummadığımız insanların maskelerini de düşüreceğiz. Cesaret hapı içmişcesine değişmekten korkmayacak, canımızı sıkan insanların canını bizler sıkacağız.
Aile hayatının, ilişkilerin yıprandığı günlere yenileri eklenirken; kendi yolumuzu da, yönümüzü de değiştireceğiz. 'Olur mu, olmaz mı?' diye düşünmeden hareket etmek ayın şanından olacak. Çok sevdiğimiz için vazgeçemediğimiz kişileri bir çırpıda silecek, arkamıza dahi bakmayacağız.
Sevginin anlamının değiştiği bu ayda karşılığını alamadığımız sevdalarla bağımızı keseceğiz. 'Aile birliği bozulmasın, huzursuzluk çıkmasın' söylemlerini bir kenara bırakacağız. Tam aksine, dümdüz düşünüp ima edildiğini dahi düşünmeye gerek duymadan yolumuza bakacağız.
Tabii kırgınlıklar, üzüntüler de olacak. Ancak bir yandan da hayatımızdan belirsizlik kalkacak. Dört dörtlük yaşamaya, hislerimize sahip çıkmaya çalışırken yorgunluklar da yaşayacağız. Ekim, bu duyguları net bir şekilde hissettirecek.
Ekimin payına düşen görev de bu olacak. Meşrulaşmış gerçeklerle yaşamaya alışırken, çevremizdekilerin gerçek yüzünü göreceğiz.



ASTROGÜNDEM
Merkür-Plüton 90'lığı Türkiye'nin dış siyasette seçici davranacağı günleri işaret ediyor. Ticaret politikamız yön değiştirirken, beklenmeyen hamlelerimiz ile dünya basınında yer alabiliriz. Özellikle Almanya'nın politikalarımız üzerine yapacağı açıklamalar, Angela Merkel'i gündeme getirecek.