Ben;
Erkeklerin kadınları incitmediği,
Kimsenin kimseyi horlamadığı,
Kocaların eşlerine el kaldırmadığı,
Kadınların kocalarına karşı sevecen olduğu,
Çocukların diline, dinine, mezhebine bakılmadan korunduğu,
Her insanın insanca muamele gördüğü, çifte standardın uygulanmadığı,
Kimsenin boyu, posu, mezhebi, şehri, meşrebi, bölgesi itibarıyla horlanmadığı,
Yolda, sokakta karşılaşan herkesin birbirine gülümsediği,
Trafikte kırmızı ışıkta geçmeyi veya kural ihlal etmeyi en büyük günah kadar ciddi kabul ettiği,
Beş vakit ezan okunduğunda ruhunu dinlendirdiği ve imkânı varsa camiye koştuğu, yoksa evinde secdeye kapandığı,
Bir insanın gözyaşını kendi gözyaşı gibi bildiği,
Irz, namus, saygınlık, mahrem, şeref, haysiyet,, aile, itibar ve hassas olunan ne varsa tümünün korunma altına alındığı, mahremiyete dokunulmadığı,
Her din öğreticisinin, davetçinin, ilahiyatçısının 'Kuran ve Sünnet' ışığında sağlıklı bir din birliği ve anlayışı için gayret sarf ettiği, ruhları temizlediği, ümit verdiği, umut aşıladığı, moral yapısını güçlendirdiği,
Çocukların her türlü güvenceye alındığı,
Mafyanın, kabadayıların, çek-senet baronlarının tamamen etkisizleştirildiği,
Kendisine yapılmasını istemediği şeyi, başkasına yapmadığı,
Aç bir kedi, yaralı bir köpek, muhtaç durumda bir serçe, yaralı olan bir kertenkele, hatta can çekişen bir hamamböceği gördüğünde vicdanının sızladığı,
Malının en azından kırkta birini hiç tanımadığı ve ama gerçekten fakir kabul ettiği garibe aktardığı,
Tarikatını, dergâhını, cemaatini, kursunu, medresesini, derneğini, vakfını, velhasıl her türlü dini yapısını sadece ve sadece Allah için insanların tümünün hizmet ve geleceğine adadığı,
Kuran-ı Kerim'i kendine yontmayan, kendini Kuran ve Sünnet'e göre yontan Müslümanların çoğaldığı,
Kul hakkına çok önem verildiği,
İnsanlara iftira atılmadığı, itibarsızlaştırmaya çalışılmadığı,
Günah işleyen insanların tövbe ile Yüce Rabbe sığındığı,
Günah işleyen Müslümandan değil, günahtan uzaklaşmalıyız prensibini edindiği,
Bir kişi bile benim için dünyalar kadar önemlidir dediği,
Ordusuyla, milletiyle, bürokratıyla, din adamıyla, gazetecisiyle, magazincisiyle, televizyoncusuyla, çöpçüsüyle, profesörüyle, doğulusuyla, Karadenizlisiyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, Müslüman'ı ve Ermenisiyle, Musevisi ve Süryanisiyle, laikiyle, çok dindar olanı ile velhasılı 70 milyonun tümüyle; Türkiye'yi, ülkemizi dünyanın en gelişmiş, en modern, en güçlü, en temiz, en istikrarlı, en saygın, en ilerici, İslam'ın ruhuna en uygun hiçbir gücün güdümünde olmayan en kararlı bir ülke haline getirmek için birleştikleri bir ülke hayal ediyorum. Böyle bir ülke istiyorum. Ümit ediyorum.
Hayal mi görüyorum? Çok şey mi istiyorum? Bunlar niye olmasın Allah aşkına! Almanya'da, Fransa'da ve diğer bazı ülkelerde oluyor bunların bir kısmı da bizde niye olmasın. Ne zaman zincirleri kıracağız. Ne zaman bu ülke bir ayağa kalksın diyeceğiz? Ne zaman?
Kişinin önüne gelen ancak elinin kazandığıdır.
Güçlü insan, nefsine galip gelendir.
Önce nefsinle başla. Sonra elinin altındakilere dön.
Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz.
Müslüman Müslüman'ın aynasıdır.
İnsanlar bir tarak dişi gibi eşittir.
Esas zenginlik gönül zenginliğidir.
Kötülüğü tüketmek sadakadır.
Toplumun efendisi, onlara hizmet edendir.
Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.
Yerdekilere merhamet et ki, göktekiler de sana merhamet etsin.
Danışılan kimse emin olmalıdır.
Başlattığınız bir işinizi bitirecekseniz, sonuç olana kadar gizli tutun.
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
Hayra yol açan, o hayrı işleyen gibidir.
Bir şeyi aşırı sevmen seni kör eder.
Her iyilik sadakadır.
Zulüm, kıyamet günü karanlığa dönüşecektir..
Takva elbisesini çıkaranı hiçbir elbise örtmez.
Düşmanının kılıcını sıyıran onunla kesilir.
Bir kimse, kardeşi için bir kuyu kazarsa kendi düşer.
Kendi hatasını unutan, başkasının hatasını -günahını- büyük görür.
Başkalarının perdesini yırtanın edep perdesi açılır.
Kendi aklı ile yetinen (danışmayan) zelil olur.
İnsanlara karşı kabaran kırılır.
Rezillerle arkadaşlık eden, hakir olur.
Dini hafife alan çamura saplanır.
Sonuç almak isteyen sabreder.
Bastığı yeri bilmeyen, pişmanlıkta yürür.
Gücünün yetmediğini taşıyan mutlaka aciz kalır.
Ecelini bilen emelini kısar. Uzun beklentilerden sıyrılır.