Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Bayar ve yeni merkez sağ

DP'de üç kişi kılıcını çektikten sonra soru şu: bu çıkışlar ne anlama geliyor? Hüsamettin Cindoruk'u, bu 76 yaşında "bilge kişi" olması gerekirken genç adam rolüne soyunan siyasetçiyi, pazartesi günkü yazımda ele almıştım. Cindoruk, AKP'nin ele geçirdiği merkez sağı çok daha devletçi ve kurulu düzen (yani statüko, yani ordu-bürokrasi ittifakı) yanlısı bir sağ projeye dönüştürmek için partinin genel başkanlığına aday oldu.
Buna mukabil Süleyman Soylu, Cindoruk'un adaylığını şiddetle eleştirdi. Cindoruk'un ve ekibinin (ya da yandaşlarının) partiye Ergenekoncular olarak sızdığını, partiyi onlardan temizleyemediğini söyledi. Bu ifade çok vahim. Çünkü Soylu'nun bir politikacı olarak kapasitesinin sınırlarını çiziyor. Gene de onun sürdürdüğü politik çizgi daha tutarlı ve önemli. Diyelim ki, daha sivil bir yaklaşım içinde Soylu, ama siyasetçi kapasitesini kendisi tayin ediyor ve onun sınırlı olduğunu dile getiriyor.
Mehmet Ali Bayar asıl önemli aday.

Büyük kopuşa doğru

Bayar'ın adaylığı bence birkaç nedenden ötürü çok önemli.
Birincisi, benim de çok yakından tanıdığım Bayar uzun yıllar Demirel'e çok yakın olmuş bir isim. Bu yakınlık sadece kendi bireysel tarihinin çok büyük bir DP-AP hattına sahip olmasından kaynaklanmıyor (Dedesi Kemal Aygün DP döneminin en önde gelen bürokratı ve siyasetçisiydi. Babası Nuri Bayar, AP milletvekili ve bakanıydı.) Bizzat Bayar, cumhurbaşkanlığı döneminde Demirel'le birlikte, onun dış politika danışmanı olarak çalıştı. (O sıralarda kendisi de genç ve çok parlak bir diplomattı. 1990'lı yıllarda çöküşün hemen ardından Azerbaycan'da diplomattı ve oradaki günlerini Thomas Goltz, Azarbaijan Diary isimli yapıtında anlatır. Bayar sonra New York'a gitti. Ardından da Washington'da görev yaptı.)
İkincisi, sadece Demirel'e değil Cindoruk'a da daha önceki DTP'nin önde gelen isimlerine de yakın oldu. Nitekim o partinin genel başkanlığını da onların desteğiyle onlardan aldı. Hülasa, Demirel ve arkadaşlarıyla Bayar arasında kökü geçmişe inen bir siyaset ve dostluk ilişkisi mevcut.
Gerçek bu iken şimdi Bayar, Cindoruk'un ve hatta Demirel'in sürdürdüğü çizgiye muhalefet ediyor. Örneğin pazar günü SABAH'ta (10.5.2009) Mahmut Övür'e yaptığı açıklamalarda bu çizginin neredeyse anti-demokratik olduğunu, Türkiye'nin geçmişiyle ilgili olduğunu, kendisinin ise gelecekle uğraşmak istediğini söylüyor. Bu, Bayar'ın merkez sağ politikaları Cindoruk gibi müesses nizamla bütünleşerek değil, ona karşı çıkarak ve demokratik değerlerle iç içe geçerek kurmak istediğini gösteriyor.

Asıl bundan sonra...

Bu çıkışı önemsememek olanaksız. Nedeni açık: Türkiye'de de, tüm demokratik ülkelerde de ana mesele siyasal seçenektir. İş başında bulunan parti çok başarılı işler yapsa da ideolojik planda seçenek siyasetlerin bulunması bir zarurettir. Hassas olan nokta bu seçeneğin demokratik içerikten yoksun kalmamasıdır. Oysa Türkiye siyasal seçeneği daima anti-demokratik olanın içinde, asker-bürokrasi ittifakında ve darbelerde aradı.
Bayar'ın bu derecede yakın olduğu bir kesimi şimdi eleştirerek yeni bir siyaset projesi tayin etmesi bu bakımdan önemlidir. Çünkü bugün hükümet eden AKP ülkenin çok sıcak hatta yakıcı gündemi içinde bir ikinci murakabe sesine ihtiyaç duyuyor ve bunu bizzat Başbakan dile getiriyor. O seçenek bu gidişle CHP değil ona çok yakın bir güç kazanacak MHP olacaktır. Hazırlanan senaryo budur. Bu da öyle fazla bir "sivil" anlayışa tekabül etmemektedir. Şimdi o çizginin "muhafazakâr" modeline yüz vermeyen, anti demokratik içeriğini temizlemeyi öngören, hatta onu çökertmeye aday bir merkez sağ oluşumun hazırlanması önemlidir. Bu hamle güçlenir ve DP de iktidar olursa Türkiye'nin niteliğini şu yukarıda belirttiğim şimdi genel olarak Ergenekoncu denen tarihi kapanacaktır.
Bunu Soylu değil, Bayar yapar. Hem bizatihi DP-AP çizgisinden gelen fiili geçmişi hem de siyaset için çok önemli olan eğitimi, birikimi ve yetenekleriyle. Mehmet Ali Bayar'ın dile getirdiği bu anlayışı Türk siyasal sağının önümüzdeki döneme ait en önemli projesi olarak görmek gerek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA