Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Kovid-19’un iyi yönü de atlanmasın

'Kovid-19' küresel virüs salgınının doğal olarak, şu ana kadar hep 'olumsuz' yönlerini, dünya ekonomisi, küresel ticaret, küresel istihdama yönelik 'negatif' etkilerini konuştuk. Kanımca, tüm dünya bu virüsle mücadelenin 2. Fazına geçme sürecindeyken, küresel virüs salgınının tetiklediği kimi 'olumlu' gelişmelere de odaklanmamızda yarar var. Bunlardan ilki, 'küresel tedarik zinciri'nde gözlenecek olan değişim. 'Kovid19', hiç tartışmasız, dünyanın önde gelen ülke ve şirketleri için küresel tedarik zincirinde yoğunlaşmanın, belirli ülkelere bağımlı olmanın ne kadar ciddi bir risk oluşturduğunu kanıtladı.
Bu nedenle, Çin ve daha geniş anlamda Asya'ya bağımlılığı dengeleyecek şekilde, Türkiye gibi mal ve hizmet üretiminde 'küresel standardı' yakalamış ülkelere yönelik yeni bir 'talep dalgası'nın gözleneceğini ifade etmemiz gerekiyor. Son iki haftadır, Türkiye›nin ihracatta öne çıkan şehirlerinden, bilhassa şehirler arası seyahat kısıtlamasının kalkması sonrasında, karşılıklı görüşmek üzere ziyaretlerin yoğunlaştığı bu süreçte, pek çok iş insanından, İzmir ve Manisa'da, iş temasları nedeniyle, otellerde yüzleri güldürücü bir yoğunluk olduğu belirtilmekte.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin haziran ayı ihracat verilerine de yansıyor. Haziran ayının ilk 15 iş günü itibariyle, ihracat hacmi geçen yılın haziran ayına göre yüzde 70'in üzerinde bir artışla gidiyor. Geçtiğimiz yılın haziran ayında küresel virüs salgınına yönelik hiç bir gündem olmadığını hatırlatalım. Tek bir sektörde bile negatif bir tablo yok. Bu da, küresel virüs salgını sürecinde ve sonrasında, Türkiye'nin 'güvenilir liman tedarikçi' ülke konumunun daha da güçlenerek öne çıkacağını, bilhassa küresel ticaret 2021'de güçlü bir toparlanma ortaya koyarsa, Türkiye'nin yeniden ihracat hacminde rekorlar dönemine hızla geri döneceğini teyit ediyor.
Diğer başlık ise, 'dijitalleşmenin önlenemez yükselişi'. 'Kovid-19' tüm dünyanın tartıştığı, konuştuğu 'dijitalleşme' sürecini, 'yaratıcı yıkım' boyutunda tetikleyen, ivmelendiren gelişmeleri de beraberinde getirdi. Öyle ki, şirketler ve devletler açısından, 'djitalleşme'yi iş ve sosyal hayatı, günlük hayatı ciddi manada kolaylaştıracak, verimli kılacak; mal ve hizmet üretiminde kaliteyi arttıracak, maliyetleri ciddi manada azaltacak bir süreç olarak içselleştirmek gerekiyor.
Bununla birlikte, küresel sosyal medya ve dijital platformların 'birileri'nin emrindeki hal ve hareketlerinin de geniş kapsamlı yasal düzenlemelerle de kontrol altına alınması lazım. Söz konusu sosyal platformlarda, 'yukarıdan emir' ile belirli hesapların kapatılması, silinmesi; 'birileri'nin işine gelmeyen siyasi ve toplumsal düşüncelerin susturulmasına yönelik operasyonlar da artık deşifre olmakta ve tepki almakta. ABD Başkanı Trump, bu konuda kapsamlı bir yasayı Kongre'ye sunmaya hazırlanıyor. Türkiye olarak, bizim de bu konuda kapsamlı yasal düzenleme yapmamızın vakti geldi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA