Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Küresel tedarik zinciri’ 2024’e kadar zorlayacak

Uluslararası kurumların raporları, 'Kovid-19' küresel virüs salgınının birincil ve ikincil etkilerine bağlı olarak, ülkelerin zaman zaman almayı sürdürecekleri kısıtlama, kapanma ve karantina tedbirlerinden 'küresel tedarik zinciri'nin etkilenmeye devam edeceğine işaret ediyor. Öyle ki, Çin'in kuzeyinde yer alan Şensi (Xi'an) kentinde pandemi nedeniyle bu hafta alınan kapanma kararı, Samsung Electronics ve Micron Technology gibi hafıza kartları ve çiplerine ihtiyacı olan şirketleri zora sokmuş durumda. Görünen o ki, küresel pandeminin sebep olmayı sürdürdüğü konteyner ve yükleme sıkıntısı zaten küresel tedarik zincirinde ciddi bir tıkanmaya sebep olurken, yarıiletkenlerin fiyatlarındaki artış da şirketleri telaşlandırıyor.
Gerek geçtiğimiz hafta, 24 Aralık, gerekse de 24 Kasım tarihli yazılarımızda, Dünya Ticaret Örgütü'nün son raporunda, 'küresel tedarik zinciri'nde süregelen sorunlara bağlı olarak, 'reshoring' kelimesini önceliklendirdiğini belirtmiştim. 'Reshoring'in anlamı, ülkelerin hayli uzak coğrafyalardan, örneğin Çin ve Asya'dan hammadde, ara mamul ve/ veya nihai mamul tedarik etmek yerine, ağırlıklı olarak ülke içerisinden ve/ veya yakın coğrafyadan tedarik etmeye başlaması, ağırlık vermesi anlamına geliyordu. Bu nedenle, Türkiye, dünya ekonomisinin en önemli ithalatçı coğrafyası olan Avrupa Kıtası'nın 'en gözde ve en güvenilir tedarikçi liman' ülkesi olarak, önümüzdeki dönemde rolünü tırmandıracak gözüküyor. Sadece Avrupa için değil, Afrika, Orta Doğu, Körfez, Kafkasya ve Orta Asya için de.
Nitekim, küresel tedarik zincirindeki tıkanma ve sorunların farkında olan şirketler, yoğun bir şekilde Türkiyeyi üretim, dağıtım ve tedarik adına radarlarına almış durumdalar. Anadolu Ajansı'ndan Zeynep Çetinkaya'nın derlediği bilgiler, sadece Avrupalı şirketlerin değil, Japon şirketlerinin de Türkiye'nin 'vazgeçilmezliği'ni yeniden keşfettiklerini gösteriyor. Bilhassa, Afrika pazarında Japon ve Güney Koreli şirketler ile birlikte yapılacak çok iş var. Küresel pandeminin ilk şoku geçip, talep daralması yerini talep canlanmasına alınca; ancak konteyner ve yükleme sıkıntısı had safhaya çıkınca, bilhassa Uzak Doğu-Avrupa hattında pandemi öncesinde 2 bin dolar seviyesinde olan navlun fiyatları, 10 kat artarak, 20 bin dolara kadar yükselmiş durumda.
Türkiye'nin 'Kovid-19'la mücadele için gerekli olan maskeleri, koruyucu giysileri ve dezenfektan ürünleri ülkelere ücretsiz göndermesi de, 'insani diplomasi' adına Türkiye'ye önemli bir prestij kazandırdı. Bunun doğal sonucu olarak, gıda, ilaç, mobilya, elektronik ve lojistik- paketleme-dağıtım gibi sektör ve alanlarda faaliyet gösteren pek çok uluslararası şirket, coğrafi konumu, güçlü lojistik altyapısı ve nitelikli iş gücü gibi özellikleriyle öne çıkan Türkiye'ye yeni yatırım planlarını hayata geçirmekteler. İsveçli mobilya şirketi IKEA, Polonya hazır giyim firması LPP, Alman ilaç firması Boehringer Ingelheim, Belçika paketleme şirketi DW Reusables'in yanı sıra, Japon elektronik şirketi Kaga da Türkiye'ye yatırımını artıracağını duyurdu. Dünyaca ünlü giyim markası Alman Hugo Boss ve İtalyan Benetton Group da Türkiye'de yatırım yapacağını daha önce açıklamıştı. 2022-2024 dönemi, 'reshoring' ile, Türkiye'nin doğrudan yatırımlar adına 'cazibe merkezi' olma özelliğinin katlanacağı bir dönem olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA