Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

2008’den alın(ma)mış dersler ve riskler

Küresel ekonomi-politik, malum, bu ara 2 siyah kuğuya, 'Kovid-19' küresel virüs salgınının halen süregelen artçı şoklarına ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ana şoklarına yoğunlaşmayı sürdürüyor. Bu nedenle, 2 siyah kuğunun sebep olduğu küresel gıda, enerji arz krizi ile küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar öncelikli gündem maddelerini oluşturmayı sürdürmekte. Bu gelişmelerin ortasında, 'küresel borç sarmalı', Birleşik Krallık'ın (BK) Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma kararının (Brexit) süregelen sonuçları, küresel iklim değişikliği, 'hipersonik dijitalleşme'nin günlük hayatımıza ve iş yaşamına etkileri (çevrimiçi yaşam, dijital uygulamalar, kripto paralar, sanal tehdit ve korsanlıklar) aşırı yoğun gündemde fırsat buldukça gündemde yer bulabilmekteler. Esasen, Rusya- Ukrayna Savaşı AB açısından, askeri güvenlik, enerji güvenliği, nadir toprak elementlerinden gübreye uzanan hammadde ve ara mamul tedarik güvenliği gibi pek çok başlıkta önemli sınama ve meydan okumaları da beraberinde getirdi.
Tüm bu zorlu gündemin ortasında Avrupa ve BK, İngiltere bu ara sadece enerji alanındaki gelişmelerle değil, aynı zamanda bankacılık alanında yapılması hedeflenen yeni reformlar da gündemde. Malum, 2008 küresel finans krizi, açık ve net sebepleriyle, gerek ABD, gerekse de İngiltere'de önemli yasal düzenlemeleri, bankalara temel faaliyetleri için çeki düzen veren adımları gündeme getirmişti. Son gelişmeler, Maliye Bakanı Jeremy Hunt'ın ifadeleri ile, Brexit'i de önceliklendiren bir anlayışla, AB'den ayrılmış ve ekonomik bağımsızlığını elde etmiş İngiltere'nin, 'Britanya halkının çıkarlarına uyan kıvrak ve yerli bir düzenleme' yapılacağını gösteriyor. Bakan Hunt söz konusu yeni değişiklikle, 'İngiltere'nin dünyanın en açık, dinamik ve rekabetçi finans hizmetleri merkezlerinden biri" olma pozisyonunu garantileneceğini belirtmekte. İşin ilginci, AB tarafının da bankacılık sektörüne önemli esneklik getirecek bir düzenlemeyi konuştuğu ifade edilmekte. Bununla birlikte, İngiliz medyasında ve sivil toplum platformlarındaki yorumlar 'ateşle oynandığı' anlamına gelecek endişelere işaret etmekte.
Son 30 yılın en kapsamlı reform paketlerinden oluşacağı belirtilen söz konusu düzenlemeyle ilgili, 'City' olarak adlandırılan ve dünyanın önemli finans merkezlerinden biri olarak kabul edilen Londra Finans Merkezi'nin önde geleni isimleri, 2008 küresel finans krizi nedeniyle yapılan düzenlemelerle, finans kuruluşlarının karar verici üst düzey yöneticilerinin kişisel sorumlulukları da arttırılmış; ayrıca, bankacılara verilen ikramiyelere üst sınır getirilmişti. Yeni reform paketlerinde anlaşılan o ki bu üst limit kaldırılacak ve yatırımları cazip kılmak adına, sigorta şirketlerinin, konut ve rüzgar çiftlikleri gibi uzun vadeli yatırımlara girmesine izin verilecek. Sektör yöneticileri, 2008 düzenlemelerinin yurt dışından üst düzey yönetici getirmeyi hayli bürokratik ve uzun bir süreç haline getirmesinden dolayı, uluslararası şirketler için Londra'nın cazibesinin azaldığından şikayet etmekteydiler.
2008 küresel finans krizinden çıkarılan önemli derslerle yapılan bir önemli düzenleme de, büyük bankaların mevduat, ticari kredi, konut kredisi gibi yurt içi finansal faaliyetleri ile, dünya ölçeğinde büyük serveti olan müşterilere verilen yatırım bankacılığı faaliyetlerini birbirinden ayrılmasının şart koşulmuş olmasıydı. Şimdi bu şartın, bu kuralın da değişebileceği konuşuluyor. Ancak, Londra merkezli finans kuruluşlarının önemli bir çoğunluğunun, mevduat ve kredi işlemleri ile, yatırım işlemlerini ayıran bu kuralın değişmesini talep etmedikleri ifade ediliyor. Umarız, 2008 küresel finans krizinden gereken dersler alınmıştır ve 'cazibeyi arttıralım' derken, yeniden eski riskler hortlamaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA