Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Küresel Güney’ kavramına alışalım

BRICS Grubu ülkelerin dünya coğrafyasındaki konumuna baktığımızda, Yengeç Dönencesi'nin altındaki 3 ülke Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika. Ekvator Çizgisi'nin altında kalan 2 ülke ise Brezilya ve Güney Afrika. Küresel ekonomi-politik sistemin mevcut gündemine baktığımızda, söz konusu gündemin ağırlıklı olarak Yengeç Dönencesi'nin üzerinde kalan Atlantik, Avrasya ve Asya- Pasifik ülkelerince belirlendiğini görüyoruz. Endonezya'nın, 2022'nin hayli yoğun ve ağır gündemine rağmen, başarıyla geçen G20 dönem başkanlığı ve 2023'de dönem başkanlığını bu defa Hindistan gibi bir başka güçlü ülkenin üstlenmiş olması, 'Küresel Güney'in sesinin yükselmesi, 'Küresel Güney'in kendi gündeminin küresel ekonomipolitik sistemiyle eklemlenmesi adına önemli bir fırsat oluşturdu.
Esasen, 'Küresel Güney', 1961'de Yugoslavya'nın liderlik etmesi ile, 100'ün üzerinde ülkenin bir araya gelerek oluşturdukları 'Bağlantısızlar Hareketi'nin adeta 21. Yüzyıl'ın temel gerçeklerine adapte edilmiş bir üst yaklaşımı, bir üst anlayışı olarak da özetlenebilir. 1. yılını tamamlayacak olan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın tetiklediği 2. bir 'Soğuk Savaş Dönemi' riski, Yengeç Dönencesi'nin üzerinde kalan 'Atlantik İttifakı Ülkeleri' ile bir zamanların 'Demir Perde Ülkeleri' lideri Rusya Federasyonu (SSCB) arasında uzun soluklu bir anlaşmazlık döneminin başlamasından duyulan endişeyi de tanımlamakta. Bununla birlikte, Yengeç Dönencesi üzerinde kalan ve 'Küresel Kuzey' olarak adlandırabileceğimiz söz konusu ülkelerin gündeminden farklı gündemi, beklentileri, yeryüzü için umut ve hedefleri olan ciddi bir ülkeler grubu da söz konusu.
Bilhassa, 21. Yüzyıl'ın yükselen kıtası olan 'Afrika' Ülkeleri ve Asya'nın çok önemli bir bölümü, Avustralya ve Yeni Zelanda, yer yüzü için 'dengesiz' ve 'eşitsiz' bazda süregelen küresel politik ve finansal sistemin 'Küresel Güney'in beklentilerini de karşılayacak şekilde yeniden tanımlanmasını, yeniden şekillendirilmesini talep etmekteler. Bilhassa da 'Küresel Güney'in gelişmekte olan ekonomileri. Dünyanın kendi önceliklerine değer vermesini ve küresel ekonomi-politik sistemin ajandasında kendi gündemlerinin daha fazla dillendirilmesini talep etmekteler. Türkiye, 'Küresel Güney'in söz konusu beklentilerini en iyi anlayabilecek bir 'Küresel Kuzey' Ülkesi. Türkiye, nasıl ki Batı ile Doğu arasında en etkin köprü vazifesi gören ülke, nasıl ki Avrasya'nın oyun kurucu ülkesi; aynı zamanda, 'Küresel Güney'in beklentilerini de dünya gündemine taşıyabilecek güçlü bir aktör.
'Küresel Güney kavramının temsil ettiği gelişmekte olan ülkeler, önceki yazılarımda 'küreselleşme 2.0' olarak tanımladığım bugünkü küreselleşme anlayışının sebep olduğu 'iklim krizi' ve 'borç krizi'nin bir an önce sonlandırılmasını istiyorlar. Bu nedenle, başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere, Basel merkezli BIS, bir diğer kanatta OECD, 2. ve 3. Sanayi Devrimleri'nin dayalı olduğu 'fosil yakıt bazlı' kalkınmanın bir sonucu olan 'iklim krizi'ni ve 'Bretton Woods' Modeli'nin sebep olduğu 'küresel borç krizi'ni 'Küresel Güney'in beklentilerini karşılayacak düzeyde yeni yaklaşım, politika ve çözümlerle ortadan kaldırmak adına bugüne kadar hiç olmadığı kadar aktif rol üstlenmek durumundalar. Bu nedenle, 'Küresel Güney' daha kapsayıcı, daha kucaklayıcı çözümler ve adımlar noktasında söylediklerinin dinlenmesini, duyulmasını, G"0'nin gündemine daha fazla taşınmasını istiyor. Önümüzdeki dönemde, bu konuda en yoğun işbirliği yapabilecekleri, en anlamlı düzeyde destek alabilecekleri ülke ise Türkiye olmayı sürdürecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA