Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Siber İzolasyon’ ve Dezenformasyon Savaşları

1. Soğuk Savaş dönemi ile bugünlerde daha sık dile getirilmeye başlanmış olan 'muhtemel' bir 2. Soğuk Savaş dönemini karşılaştıran pazartesi günkü yazı sonrasında, bugün konununun bir başka boyutunu paylaşmak isterim. 1. Soğuk Savaş dönemi, 'iki kutuplu' bir dünyada, 'nükleer tehdit'in iki blok arasında bir 'güç gösterisi' olarak kullanıldığı bir dönemdi. 1970'lerde SALT I ve SALT II anlaşmaları ile, dünyayı bir kaç kez yok edecek düzeye geldiği anlaşılan nükleer silahları - ki stratejik silahlar denmesi tercih ediliyordu nedense- sınırlama yönünde adımlar atıldı. Bugün, aynı silahlar 'caydırıcı güç' olarak denklemde hala varlar. Ancak, ülkeler arasında stratejik saldırı planları 'konvansiyonel' ve 'nükleer' bazlı imkanlarlardan 'siber taktik savaşlar'a doğru bir dönüşüm de geçiriyor.
Bu nedenle, dünyanın 'süper güç' konumundaki ülkeleri, son 10 yıldır 'siber izolasyon' olarak adlandırılan bir kavrama ciddi manada yoğunlaşmış durumdalar. Dünyanın önde gelen tüm ülkeleri 'elektronik harp' teknolojileri konusunda adeta birbirileriyle yarışmakta. Kara, deniz, hava ve uzay kuvvetleri arasında mükemmel koordinasyonu, silah sistemleri ile kara, deniz, hava ve uzay platformları arasında tam iletişimi hedefleyen elektronik harp teknolojileri, ülkelere 'caydırıcı güç' noktasında imkan sağladığı ölçüde, 'siber izolasyon' amaçlı saldırılarının da bir numaralı hedefi konumunda. Bu nedenle, ülkenin elektronik harp sistemlerini her türlü siber saldırıya karşı korumak ve ülkenin savunma, ulaşım, lojistik ve finans sistemlerini olası bir 'siber izolasyon' saldırısına karşı, dijital altyapının tümüyle işlemez hale geldiği bir zincirleme saldırı taktiğine karşı korumak artık önde gelen ülkelerin bir numaralı 'savunma' önceliği oldu.
Çünkü, iki taraf arasında moral üstünlüğü ele geçirme mücadelesi açısından, 'siber savaş'ın en önemli taktik unsurlarından birisi saldırıya maruz kalan ülke veya ülkeler grubunda 'senkronize' bir kaos ortamı oluşturmak olacak. Dijital altyapının işlemez hale getirildiği veya karşı tarafın kontrolüne geçtiği bir durumda, saldırının gerekçesi veya hedeflerine yönelik zihin karıştırıcı 'dezenformasyon' taktiklerinin özü 'senkronize' bir kaos ortamı oluşturmak suretiyle, toplumsal direnci bütünüyle kırma odaklı olacak. Bu nedenle, her türlü 'dezenformasyon' saldırısına yönelik olarak sürekli uyanık olmak, kapsamlı bir şekilde 'dezenformasyon savaşları'na yönelik geniş kapsamlı bir hazırlık içinde olmak her zamankinden daha önemli. Türkiye'nin 'Milli İletişim Güvenliği' noktasında etkili ve kapsamlı bir 'Milli İletişim Seferberliği' ağı oluşturmuş olmasının ne kadar kritik önemde olduğunun bir kez daha farkında olalım.
Olası bir 2. Soğuk Savaş döneminin en kritik sacayaklarından birisi 'siber savaş' boyutunda 'siber izolasyon' ve 'dezenformasyon saldırıları' olacak ise, Ülkemizin ali menfaatleri adına her bir vatandaşımızı bu konuda bir farkındalık içinde olmaya davet etmek, bu konuda uyanık olunması için çaba sarf etmek hepimizin görevi. Türkiye'nin Avrasya'nın geleceğine, bölgesinde sürdürülebilir kalkınma ve kalıcı barışa yönelik olarak üstlendiği ve üstlenmeyi sürdüreceği görevlerin başarısı adına, 'siber savaşlar'a karşı da, 'dezenformasyon savaşları'na karşı da her daim hazır ve uyanık olmayı sürdüreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA