Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Elmalı davasındaki soru işaretleri

Pedofiliye karşı olmak, dünya üzerinde yaşayan herkesin üzerinde uzlaştığı, tartışmasız bir tutum. Öyle ki uyuşturucu ve silah ticaretinin bile serbest olduğu dark web gibi "sanal yeral âleminde" yasak olan tek şey pedofili kapsamına girecek faaliyetler.
Cezaevinde envai çeşit suçtan yatan en iğrenç tiplerin bile pedofili mahkûmlarıyla aynı havayı solumak istemediklerini, bu kişileri içeride yaşatmadıklarını biliyoruz.
Pedofiliye dair suçlarda herhangi bir zamanaşımı da yok.
Dolayısıyla birilerine bu ağır suçlamayı yaparken telafisi imkânsız sonuçlar doğuracağını aklımızdan çıkarmamalıyız. Kırk ölçüp bir biçmeliyiz.
Çünkü pedofiliye engel olayım derken, bu insanlık suçuyla mücadeleyi sulandıracak ve insanların hayatını kaydıracak sonuçlara da yol açabiliyoruz.
Günlerdir konuştuğumuz Elmalı davasında bu asgari sağduyudan eser bile yok. Sosyal ve konvansiyonel medyada hüküm çoktan verilmiş, üstelik oybirliğiyle...

Herkesin herkes hakkında her
şeyi söyleyebileceği bir ortamda, teyide muhtaç ne idüğü belirsiz verilerle infaz yapılıyor.
Olay ortaya çıktığından beri bir şeyler söyleyebilmek için Elmalı'daki kaynaklarımla irtibat halindeyim. Bölgedeki muhabirimizle, adliye kaynaklarıyla, avukatlarla konuşuyorum. Kamuoyunda oluşan infial halinin üzerinde nefret sörfü yapan medyanın üstünü örttüğü, gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak sanık beyanlarını okuyorum...
Ve kamuoyunun yaygın kanaatine gerekçe gösterilen ayrıntılarla ilgili kafamdaki soru işaretlerini gideremiyorum.
Sosyal medyada yayılan ve çocuklara ait olduğu söylenen ses kayıtlarının davayla ilgili olmadığı söyleniyor örneğin...
Dosyaya vâkıf kişilerle yaptığım görüşmelerde de merak edilen adli tıp raporuyla ilgili birbiriyle çelişen açıklamalar duyuyorum.
Sanıklar hakkında 5 ay önce verdiği tutuksuz yargılama kararı bugün konuşulmaya başlanan mahkemeye gelince...
Aile Bakanlığı'nın ve Antalya Barosu'nun çocuklar adına müdahil olduğu bir davada, heyetin delilleri sanıklar lehine kullanmak için hukuka aykırı arayışlar içine girdiğini söylemek için de elimde hiçbir delil yok.
Elmalı davasında derdimiz tavrımızı desteklemek, önyargılarımızı doğrulamak, çoğunluğa uymak değil de gerçeği ortaya çıkarmaksa, hiçbir ayrıntının suskunluk sarmalında kaybolup gitmesine izin vermemeliyiz.
Ki şu hayatta başka ne derdimiz olabilir ki...

***


BU SATIRLARI NARGİLE LOBİSİNİN BASKISI ALTINDA YAZIYORUM
Dün itibarıyla izolasyon yasaklarının büyük kısmı kalktı. Nargile kafeler üzerindeki sınırlamalar hariç...
Nargileden hoşlanmıyorum. Hatta nargile satılan mekânlarda oturmamayı tercih ediyorum.
Ne var ki gazetedeki nargileci arkadaşlar birkaç gündür, tarafsız olamayacağım bu konuda tavrımı değiştirmek için propaganda yapıyorlar.
Dün de kendilerinden yazılı olarak taleplerini ve çözüm önerilerini içeren bir mesaj aldım. Şöyle diyorlar:

1- Nargile yasağı aslında tüketimi artırıyor. İnternetten verilen nargile takımı siparişleri patladı. İnsanlar, eskiden dışarı çıktıklarında arada bir içtikleri nargileyi, şimdi evlerinde, işyerlerinde, yazlıklarında, "merdivenaltı" yerlerde her gün içer oldular.
2- Eğer mesele koronayı bulaştırmaksa, kişiye özel, tek kullanımlık nargile aparatları işletmelere zorunlu kılınabilir.
3- Böylece, sektörden ekmek yiyen yüz binlerce insan da bizimle rahat bir nefes almış olur.
Bir, mantıklı ama etkilendiğimi söyleyemem. "Merdivenaltı" söylemini falan biraz ajitatif buldum...
İki, pratik. Zira aklın yolu bir.
Üç de yakıcı. Kim kimin "rahat bir nefes almasından" rahatsız olabilir ki?

***


AŞIDAN SOĞUTANLARDA BUGÜN
"Aşı olmayan ölse umurumda olmaz."
Habertürk / Sevilay Yılman

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA