Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

AK Parti'de kim borçlu, kim alacaklı?

2014 yılına dönük siyasi kıpırdanma sanılandan erken başladı. Üstelik hesaplara değil ideallere dayanan AK Parti'de... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçen yılki ameliyatını takip eden kısa istirahat dönemi, partideki bilinçaltının dışa vurmasını da sağladı. Bu tabloya, Başbakan'ın ısrarla arkasında durduğu üç dönem kriterinin zorladığı değişim süreci ile örtülü dirençler de eşlik etti. Tabii bu arada hem Cumhurbaşkanı'na hem de Başbakan'a rol biçenlere de rastlandı.

***

Güncel tespitler ışığında kulislerin nabzını tutacak olursak...
"Cumhurbaşkanlığı'na adaylık" ülke için de AK Parti için de kritik eşik. Bu konudaki iştahlı yorumlar ise siyasi fay hatlarının bir göstergesi.
Şöyle ki...
AK Parti'de ne zaman, "liderlik senaryoları" yazılsa gerek bakanlar gerekse partinin kurmayları topa girmemeye özen gösterirler, hatta tahminde bile bulunmazlardı. "Zamanı gelince konuşulur, danışılır, karar verilir" derlerdi. Oysa bugün, mikrofon uzatılan her isim, gerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerekse Başbakan Erdoğan adına tahminde bulunabiliyor. Bu durum bile parti dinamiklerinin harekete geçtiğine işaret ediyor.
***

Halihazırda merak uyandıran başlıklar da öylece duruyor.
Örneğin...
Cumhurbaşkanı Gül, Basın Başdanışmanı Ahmet Sever aracılığıyla siyasi geleceğe dair neden dolaylı mesajlar verdi? Mesajın zamanlaması manidar mıydı? Veya iletişim stratejisinde ekipten kaynaklanan hata payı mı söz konusuydu? Yani maksat hasıl mı oldu, yoksa sınırları mı aşıldı? Eldeki bilgiler, pozisyonu gereği sessizliğini ve tarafsızlığını koruyan Cumhurbaşkanı'nın, kendisini hedef alan siyasi beyanlardan hoşnut olmadığı, yalnızlaştırılmak istendiği hissine kapıldığı, hatta siyasi terziliğe soyunanlardan rahatsızlık duyduğu yönünde.
Lakin Gül ve Erdoğan arasında konuşularak halledilebilen hususların, medya aracılığıyla tartışma vitrinine çıkma biçimi üç açıdan sorunluydu. 1- Mesajlarda ağırlıklı olarak "kırgın-üzgün Cumhurbaşkanı" profili vardı. 2- Mesajın aktarım tarzında yer yer durumdan vazife çıkarıldığı izlenimi oluştu. 3- Gül'den yansıtılan beklenti ve değerlendirmeler 5 yıl boyunca emek verilen dengeli mimariyi değiştirdi ve önümüzdeki iki yıl boyunca Çankaya'yı günlük siyasetin parçası haline getirmek isteyenlere malzeme verdi.
***

Burada en önemli nokta kuşkusuz, AK Parti'nin "kurumsal bekası." Başbakan Erdoğan'ın, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'la başlattığı hamle hem pek çok ezberi hem de kimyayı bozdu. Kurtulmuş'a dönük davetin, siyasi kariyer planlaması ve kişisel yatırım olmadığı, aksine, AK Parti'yi yenileyerek 2023'e ve sonrasına taşıma niyeti içerdiği görüldü.
Başbakan'ın, "partiye, hükümete ve ülkeye" yön verme çabasında üç büyük fırsatı daha kullanacağı anlaşılıyor. 1- 30 Eylül kongresi, partinin yeni yüzlerini, 2- Olası bakan revizyonu da yeni iç kabineyi ortaya çıkarabilir. 3- Yerel seçim hazırlıkları ise bambaşka imkânlara kapı aralayabilir. Bir yandan genç yetenekleri ortaya çıkarıp kadro tazelemesi gerçekleştirilebilir; diğer yandan deneyimli isimler aktif siyasetin içinde tutulabilir.
Özetle...
Gelinen aşamada, kim hangi hesabı yaparsa yapsın, neyi isterse istesin "siyasi bilanço" çıkarıldığında Tayyip Erdoğan'ın karizması, dirayeti ve özverisiyle tüm yol arkadaşlarından alacaklı olduğu, gönül borcunu ödediği görülmekte!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA