Bir süredir ihracat kalemleri içinde "altın" ayrıcalıklı yer tutuyor. Bu konuda Merkez Bankası'nın önemli bir çalışması var. Ben, o çalışmadan hareketle üç noktaya işaret etmek istiyorum:
1- 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde işlenmemiş altın ihracatında İran kaynaklı olarak büyük sıçrama göze çarpıyor. Yılın ilk 8 aylık döneminde altın ihracatı 2011 yılının aynı dönemine göre tam 13 kat artış gösterdi ve 9.3 milyar dolara ulaştı. Böylece altın, toplam ihracat içinde yüzde 9.3'lük paya sahip oldu. Sadece İran'a yapılan altın ihracatı ise 8.3 milyar doları buldu. Öyle anlaşılıyor ki İran hem küresel bankacılık sistemindeki ABD ambargosunu altın ticareti üzerinden deliyor hem de İsrail'le olası çatışma senaryosunu dikkate alarak rezerv biriktiriyor.
2- Ağustos ayı itibarıyla Türkiye'nin altın stoku 2.189 ton düzeyinde tahmin ediliyor. Ki yastık altı ziynet eşyaları ile bu stokun daha fazla olduğu düşünülüyor. Ama resmi tahminler 1984-2012 arasında Türkiye'deki altın varlığının 115 milyar doları aştığını ortaya koyuyor.
3- Konjonktürel değişimler bir kenara bırakıldığında altın net dış talebinin karşılanmasında yurt içi üretimin payı düşük olduğu için altın ihracatının büyümeye katkısı da sınırlı kalıyor. Nitekim son aylarda ihracat miktar endeksi çok hızla artarken altın hariç bakıldığında ihracat ılımlı bir seyir izliyor. (Bknz: 'Türkiye'de Altın: Dış Ticaret, Cari İşlemler Dengesi ve Büyüme Üzerine Etkisi.' Zelal Aktaş, Altan Aldan, Faruk Aydın, İhsan Bozok, Burak Kanlı)