Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Lale soğanıyla yatırım fonu!..

Elektron haline gelen para, internetin varlığıyla üzerinde güneş batmayan bir ekonomi ve geleneksel yatırım araçlarını dönüştürdü, yenilerini yarattı; Türev yatırım araçları, emtia fonları ve diğerleri...
Yatırımı yıllardır "iddihar" yani yastıkaltı olarak algılayan bir yakın geçmişimiz var. Dışa açık büyüme döneminin başladığı 1980'lerde bu altını yastık altından çıkarıp ekonomiye katmak için az uğraşmadık. Altın sertifikası bunlardan biriydi. Bu araç; sancılı olsa da işe yaramış ve ekonomiye kaynak sağlama yolunda bir alternatif oluşturmuştu.
Yüksek faiz yıllarında banka mevduatları, "servetini yastık altında tutma" dışında farklı bir anlayışı getirdi. İnsanlar, lira olsun, döviz olsun, elindekini "daha fazla faiz veren" bankaya yatırmaya başladı. Öyle ki bu yatırımın cazibesine, işi gücü üretmek olan sanayiciler bile kapıldı, ana işini bir yana bırakıp, repodan kazanır hale geldi.
2001 krizi ardından gelinen noktada, 6 sıfırı atılmış, enflasyonu düşmüş ortamda Türk insanı yeni bir yatırım aracı keşfetti; konut!... Artık her daire bir banka hesabı haline getirildi ve birikimler "daha fazla nema umudu" ile konutlara gitmeye başladı.
Şimdi, 2008 küresel krizinde fazlaca meşhur olan farklı yatırım araçları, halkın gündemine girmeye başlıyor; Emtia fonları gibi... Türev yatırım araçlarından sayılan emtia fonları, ana para korumalı, farklı getiri fırsatları sunuyor. Halen piyasada olanların da ötesinde bir örnek verirsek; 5 yıl sonra Bursa'daki bir mısır tarlasının ürününü, Çuvaloğlu AŞ'nin 2014 ihracat getirisini, Filanbank'ın gelecek yılki mevduat kârını bir araya getiriyor ve bunların toplamıyla bir sanal varlık türetiyorsunuz.
Bu sanal varlığın, tıpkı hisse senedi gibi, alınıp satılması, el değiştirmesiyle "değer artışı" söz konusu... Bundan devlet "stopajını", hamili de "getirisini" alıyor...
Mısırdan soyaya hatta paladyuma dek gerçek ve "dokunulabilir" emtialara dayansa da oluşturulan fon; elle tutulamaz bir değer. Gerçek emtiaya dayansa bile piyasa şartlarında değeri, inanılmaz boyutlarda artabilir. Kazandığınız ve daha da önemlisi paranın size ödendiği sürece, elbette yok.
Fakat küresel kriz sürecinde gördük ki, böylesi fonların yönetiminde aşırı dikkat gerekiyor. Zira tarladaki değer 1000 lira üzerinden kurulu bir fonun, diyelim ki piyasa şartlarında değeri 5000 liraya çıksa bile, kârın gerçekleşmesi halinde aynı tarla 5 kat fazla ürün vermeyecek.
Böylesi türevlerin tarihteki kullanımına bakıyoruz; Osmanlı'nın Avrupa'ya yaydığı lâle soğanı üzerinden, büyük çılgınlıkların yaşandığını hatırlayın. Toprak altındaki lâle üzerinden yapılan sözleşmeler, 5 köşk fiyatına çıkabilmiş ve kara lâle dahi olsa açan çiçek, yatırılan parayı karşılayamamıştı.
Riski sevmeyen yatırımcılar, küresel kriz sürecindeki gibi "abartıldığında" en büyük riski alacaklarını unutmaması gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA