Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Edilgenlik

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) yarım asırdır çalışma hayatımızda. 50'nci yılında, Türkiye'nin büyüme stratejisini araştırmış.
Bu sayede bizlere imalat sanayisinde sektörlerin gelişimi, küresel ekonomideki konumu ve rekabet gücü hakkında bilgiler sunmuş.
Osman Aydoğmuş, Ömer Faruk Çolak ve Aykut Lenger'in ortak araştırmasına göre son 10 yılda motorlu kara taşıtlarının sanayi sektörleri içindeki payı yükselmiş, tekstil gerilemiş. Yine de tekstil ve demir-çelik, küresel ekonomide rekabet gücü en yüksek sektörlerimiz.
Fakat makineler ve taşıt araçları sektöründe rekabet gücümüz zayıf... Sanayinin yapısı son 30 yılda önemli ölçüde değişse de anlıyoruz ki yeni alan açmak yerine, küresel rekabette bize "terk edilmiş" alanlarda yürüyegelmişiz.
Tekstil ve giyimden yürüyün denilmiş, yürümüşüz. Kimya, ilaç, kömür ve petrolde frene bas denilmiş, basmışız. Metalde yürü ama gıdada hız kes denmiş, yapmışız. Bölge coğrafyasının tıp merkezi oluyoruz fakat tıp ve eczacılık ürünlerinde geriletilmişiz.
Raporda yok ama ekleyeyim; finans sektöründe teknolojinin de yardımıyla devrim yaptık fakat şimdi yabancılara devrediyor, telekomünikasyonda dev markalar doğurduk ama hızlıca satıyoruz.
Kural koyucu olamayınca, kurala uyucu olursun. Tanımlayan ülke olamayınca, tanımlanan ülke olursun... Aradaki farkı yalnızca siyasal liderlik ve yumuşak güçlerimiz belirlemiyor. Bunlara bir de sektör oluşturma becerisi eklemek şart. Bunlar da bilim, patent, inovasyon, ileri teknoloji, Ar-Ge ve nitelikli üniversitedir.
Türkiye'de sanayinin yapısını dönüştürürken edilgen yapıdan kurtulmanın olmazsa olmaz şartı da bunlardır zaten. Edilgen yapı, orta gelir tuzağının öteki adı değil midir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA