Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Ahmak ıslatan

Şehre kirli bir yağmur yağıyor, nefesler daralıyordu. Faili meçhul sıradan bir tanımlama olmuştu. 90'lı yılların sonuydu...
Genç gazeteci Taksim- Sıraselviler'e çıktı. Krem rengi pardösüsü, postalları ve siyah şapkasıyla bir nevi ecnebi dedektifi andırıyordu. Omuz çantasıyla bir saçağın altında taksi beklemeye başladı. Bütün metropollerde olduğu gibi İstanbul'da da yağmur damlası caddeye düşer düşmez taksiler ortadan kayboluyordu! Epeyce bekledi. Yağmur sürüyordu.
Birden, tam önünde duran taksi yolcusunu indirdi. Genç adam hemen arabaya atladı. "Hayırlı işler" dedi. Direksiyondan sadece bir homurtu geldi. Ama o bunlara alışıktı. Bazı insanlar 'hayırlı işler' cümlesini bir tür gericiliğe tedavül ediyorlardı. 28 Şubat'ın fırtınası esmiş, birçok gazeteci işsiz kalmıştı. O da şutlanmasının an meselesi olduğunu biliyordu. Medyalarda harıl harıl bir temizlik yapılıyordu.
Geçen yaz o sahil köyündeki alkolik gazetecinin uyarısını düşündü. "Sen bunları yazıyorsun da kime dayanıyorsun?" diye sormuştu adam kanlı gözlerini dikerek. Kem küm etmişti o. "Bırak bunları" demişti yaşlı kurt. "Bu ülkede ya orduya dayanacaksın ya şuna ya buna. Gerisi tıraş. Dikkat et arkana!"
Genç adam yaklaşan fırtınayı hissediyordu. Üç kuruş birikmiş parası vardı ama ne kadar idare ederdi? Büyük gazeteler arasında gizli anlaşmadan söz ediliyordu, birinden şutlanan ötekine alınmıyordu. Medyalar telefonlarla takşak şeklinde yönetiliyordu...

***


Trafik yine sıkışmıştı. Şoför burnundan soluyordu. "Şuradan gidebiliriz" dedi bizimki. "Burası kestirme, oradan çıkabiliriz." Şoför koltuğundaki tipte yine bir homurdanma oldu.
Genç adam direksiyondakine ilk kez o an dikkatlice baktı. Ön koltukta adeta gorille ayı arasında bir yaratık oturuyordu! Adamın kocaman at kafası tavanlara sığmıyordu. Öne doğru eğmişti.
"Arkadaşım" dedi yolcu, "Bak şuradan kaçarsak kurtuluruz diyorum." Herifin onu adam yerine koymamasına sinir olmuştu.
Ön koltuktan yine "Anmınoraghorg" gelince, sesini yükseltti. "Ne homurdanıp duruyorsun birader, yardımcı olmaya..."
"Annınoorglahan otur oturduğun yerde lan."
"Kardeşim bak ben basın mensubuyum lafına dikkat et, şikâyet ederim seni."
"Kartvizit yapma lang banahhh!"
Artık iş zıvanadan çıkmıştı. "Ne biçim konuşuyorsun sen" dedi genç yolcu. "İn hade lan aşağıya şekilli pırasa" dedi bu kez direksiyondaki maganda.
Trafik adım adım ilerliyordu. Gazetecinin gururu yerle yeksan, öfke tepesinde, kendini zor tutuyor, bu ayıya ne yapacağını düşünüyordu. Kavga çıksa bu herif onu çiğ çiğ yerdi. Orası kesindi. Herifin fil boyutundaki ensesine baktı. Belasını başkasından bulsun deyip inip gitmek de izzeti nefsini yaralıyordu.
Birden konsolosluk kapısındaki trafik polisini gördü. "Memur Bey" diye seslendi. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye de seslenebilirdi. Bu ülkede her insan sıkıştığında Atatürk'ün arkasına saklanırdı. Fakat o kadar da ileri gitmedi. Polise gerçek durumu anlattı. Böyleyken böyle dedi... Sesi sinirden titredi. Trafikçi, anlayışlı biri çıkmıştı. "Böyle çok var beyefendi, aldım plakasını."
Tam o esnada taksinin içinden genç bir kadının yalvaran sesi yükselmez mi!
"Ama çok ayıp değil mi, ben beyefendiyi istediği yere yani, ayıp değil mi?"
Bu kadın da nerden çıktı diye hayretle arabaya baktı adam. Ses gorilden geliyordu! Gerdan kırarak konuşuyordu artık: "Memur Bey lütfeen, ben abiyi ücretsiz götüreyim yaani..."
Vay arkadaş, diye geçirdi gazeteci, "Aman istemem" dedi trafik polisine, "on metre sonra kadın gider, katil çıkar gene ortaya."
Bu tipler öylesine hayvansılardı ki, kibar olmayı kadın olmak zannediyorlardı. Otobüs durağına doğru yürüdü...
İlerde yaşlı bir kadın, "çantamı çaldılar, imdat!" diye bağırdı. Hava kararmıştı. 'Hepimizin bir şeyini çaldılar anacım' diye söylenerek pardösüsünün yakalarını kaldırdı genç adam.
Ahmak ıslatan yağmur epeydir devam ediyordu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA