Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Anlatamadım galiba

Sezgin Baran Korkmaz'ı bir yandan Türkiye, bir yandan ABD istedi ama Avusturya ikisine de vermedi.
Wels Yüksek Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu yargılanmasına karar verdiler.
Bir sonraki duruşma 5 Ağustos'ta.
"Bundan sonrasını Avusturya düşünsün!" diyeceğim, fakat vakit çok dar... Bir sonraki duruşma şöyle 1 yıl veya an azından 6 ay sonra olsaydı, görürlerdi günlerini.
Sezgin Baran Korkmaz yattığı cezaevine bile "çökerdi" diyeyim de, varın ötesini siz hesap edin.
Diyeceksiniz ki, "Cezaevine çökecek de ne olacak; bu Paramount Hotel değil ki" 'eleman' ağırlasın!.."
İyi de Sezgin Baran Korkmaz da herhangi bir insan evladı değil. Ne yapacak dediğiniz cezaevinde öyle bir tezgâh açar ki sızmadığı / ulaşmadığı yer kalmaz. O kadar ki, Avusturya "Kurbanınız olayım şunu bizden alın!.." diye yalvarmazsa, ben bir şey bilmiyorum...
Daha önce, "Zübükzâde İbraam Bey bunun yanında amatör kalır" demiştim, lakin anlatamadım galiba.
Bir de şöyle deneyeyim:
Kılıçdaroğlu'nun yalan söyleme yeteneğini, İmamoğlu kıvraklığını, Lütfü Türkkan girişimciliğini, Babacan yumuşaklığını, Faik Öztrak pişkinliğini, Engin Özkoç kurnazlığını (Not: Bundan çok emin değilim, karışıma zarar da verebilir) yan yana getirin, bunlara Can Ataklı bilgi birikimi ve Dumanlı riyakârlığının yanı sıra harici ve dahili tüm Erdoğan karşıtı AKP'lilerin sinsiliğini ekleyin, belki kabataslak Sezgin Baran Korkmaz'ın bir "işveren" olarak "portresini" elde edebilirsiniz.
Demem o ki, benzerini bulmak veya elde etmek gerçekten de mümkün değil.
Su arıtma cihazını "yakıt tasarruf cihazı" diyerek traktör sahibi çiftçilere vaktiyle nasıl pazarladığını övünerek anlatan bir "işverenden" söz ediyoruz.

***

Sözcü yazarı Soner Yalçın, hakkında onca yazı yazdığı Sezgin Baran Korkmaz'ı hiç tanımıyor.
"Ortaokul terk, İngilizce bilmeyen biri ABD'deki yarım milyar doları aşkın bir yolsuzluğa kimler aracılığıyla nasıl bulaştı?" diye hayret ediyor!
Ortaokul terkmiş!.. Yolsuzluk yapmak için Harvard mezunu mu olmak gerekiyor?
Lisan derseniz, ilkokul mezunu Vehbi Koç, Koç Holding'in temellerini atmak için ABD'de ilişki kurarken tek kelime İngilizce mi biliyordu?
Bu işlerin eğitimle falan alakası yok. Artık şu "Eğitim şart" kafasını bıraksak, birden bırakamıyorsak azaltsak diyorum...
Bakınız, İsmail Saymaz, Sezgin Baran Korkmaz ile görüşmek için Viyana'ya giden avukatı Volkan Dülger'e "Yabancı dil biliyor mu?" diye sormuş, "O her türlü anlaşıyor" cevabını almış.
İşte avukat dediğin budur, müvekkilinin "ekstralarını" biliyor.
"Her türlü" yani.

***

Soner Yalçın'ın da hakkını teslim edelim: ABD - Utah Savcılığı'nın hazırladığı Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili iddianameden hareketle, "Bu ikinci Zarrab davasıdır. Ve hedef yine Erdoğan'dır" diyor.
Evet, Zarrab davasında da hedef Erdoğan'dı (yani, Erdoğan'ın ABD'den bağımsız politikalar izlemesiydi) ama Soner'in Odatv'si başta olmak üzere tüm "muhalif" medya sevinçten havalara uçmuştu.
Şimdi ne değişti bilemiyorum. Doğrusu, değişti mi, onu da bilmiyorum.
Ne ki, İsmet Özçelik geçenlerde meseleyi yakından bilen adını vermediği birinin kendisine, Türkiye'de birilerinin Sezgin Baran Korkmaz'ı ABD'nin almasını istediğini söylemiş. Aydınlık yazarının garibine gitmiş, nedenini sormuş, "Bazıları, paçasını, Korkmaz ABD'ye verilirse kurtarır. Daha doğrusu ABD onları kurtarır" yanıtını almış.
Dedim ya Sezgin Baran Korkmaz çok "değişik" bir insan evladı... Vehbi Koç'un damadı İnan Kıraç'la iş tutmaktan Rahip Andrew Brunson davasına müdahil olmaya çalışmasına kadar değişik...

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA