Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Gerçek balçıkla sıvanmaz...

Muhalif olmayı, bu memleketin ve insanlığın bütün değerlerine karşı olmakla bir tutan bir anlayışa karşı ne desek az biliyorum ama; biz yine de doğru bildiğimizi söylemeye, yazmaya devam edelim. Pazartesi günkü yazımızda sizlerle paylaştığımız haber belli ki canlarını çok acıtmış bir kesimin. Doğrudur; saklanmak istenilen gerçekler ortaya çıkınca, birilerinin canı çok sıkılır ki; sosyal medyadan yaptıkları saldırılara baktığınızda trollerini seferber edip; konuyu çarpıtarak algı operasyonuna giriştiler ama nafile! Yazdıklarımın altına tekrar tekrar imzamı atarım, tek bir satırı bile yalanlanamadı.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Son iki haftadır Sivas ve İstanbul'un pek çok ilçesindeki parti örgütlerinden gelen taciz ve tecavüz olayları ile gündemde olan CHP'de 'pes artık' dedirten, "Tacizin kitabını yazdıran" haberden söz ediyoruz. Ünlü yazar Nazlı Eray'ın 20 Haziran 2010 tarihinde Hürriyet gazetesinde Faruk Bildirici'ye verdiği röportaj benim ana referansımdı (Google'a bu tarihi yazan herkes bu röportajın tamamını okuyabilir). Neticede; 10 yıl önce yayımlanan ve bugüne kadar hiçbir şekilde yalanlanmayan bu röportajda Nazlı Eray; kendisine CHP Genel Merkezi'nde CHP'li bir Belediye Başkan Yardımcısı tarafından uygulanan tacizi anlatıyor ve şöyle diyor: "Partide yaşadığım tacizi Sis Kelebekleri kitabımda yazdım. Doğudan bir belediye başkanı veya yardımcısı olabilir, değişik bir adam. O kurultayda gözleri hep bendeydi, bir ara 'gelin konuşalım' dedi. Genel Başkan'ın odasının yanındaki bir odaya girdik, adam birdenbire bana sarıldı. Kendimi geri atınca arkadaki yuka saksısı devrildi. 'Bir öpeyim seni, bütün oylar sana' gibi garip bir laf. Dışarı fırladım, kimseye söylemedim o şok içinde." 10 yıl önce röportajı yapan Faruk Bildirici'yi telefonla aradım, yaptığı bütün röportajlarda ses kaydı olduğunu ve söz konusu röportaja yayımlandığı günden bu yana 10 yıldır hiçbir yalanlama ve itiraz gelmediğini hatırlattı. Kadına yönelik cinsel taciz-tecavüz ve ahlaksız teklif nereden gelirse gelsin en kuvvetli şekilde itiraz edilmesi konusundaki tavrını da özellikle belirtmemi istedi.
Bu arada; konuyu benden önce 13 Mayıs 2010 tarihli Taraf gazetesindeki köşesinde yazan bir başka gazeteci daha var; Orhan Miroğlu. 'Nazlı Eray'ın romanlarını çok severim' diyerek başladığı yazısında Eray'ın romancılık dışında CHP'deki politik kimliğine de atıfta bulunup Sis Kelebekleri kitabında anlattığı, başından geçen taciz olayına dikkat çekip şöyle demiş: "Bir ünlü romancıya ve yazara bile, partinin organlarına seçilebilmesi veya milletvekili olabilmesi karşılığında, bir belediye başkan yardımcısı çıkıp ahlaksız teklifte bulunabiliyorsa, ortada ta başından beri vahim bir durum var demektir." Bu satırların yazarı Orhan Miroğlu'nu da aradım telefonla ve yazısını yazdığında yalanlama olup olmadığını sordum. Tam tersine; kendisi yazıyı yazmadan önce Nazlı Eray ile konuştuğunu ve bizzat doğrulattığını da aktardı.
Sözün özü; bizzat CHP'de siyaset yaptığı dönemde ünlü bir kadın politikacı ve yazarın yaşadığı tacizi kitapta anlattığını itiraf ettiği röportajı ve konunun bütün tarafları bizim haberimizi doğruluyor. Son iki haftadır başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve kadın siyasetçiler, tacize-tecavüze uğrayan partili kadınların isyanlarına rağmen tek bir kelime etmezken; gündemi saptırma niyetli açıklamaları inandırıcı olmadığı gibi; acınası bir hal aldı artık...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA