Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

Değişime direnemezsiniz

Türkiye, yüz yıllık bir kırılmanın eşiğinde. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğumuz günden bu yana iç ve dış saldırılara açık, tıkanmaya ve yönlendirilmeye müsait parlamenter sistemle buraya kadar.

Merhum Özal'dan Demirel'e, Türkeş'ten Erbakan'a kadar geçmişte neredeyse bütün liderlerin gördüğü bu sistem tıkacını açmak zorundayız artık.

Mevcut parlamenter sistemle bir gecede eski Türkiye'ye geri dönebileceğimizi gördük. Bu sistem iflas etmiş durumda. Parlamenter sistemle gemi en fazla suyun üzerinde duruyor ancak yol alamıyor.

***

Diyorlar ki "Korkutarak değiştirmeye çalışıyorsunuz sistemi." Hayır, kimseyi korkutmaya çalışmıyoruz. Herkes korkacağı şeyin ne olduğunu zaten gördü.

12 Eylül 1980'de gördü, 28 Şubat'ta gördü, 17/25 Aralık'taki emniyet-yargı darbesi girişiminde gördü. Ve nihayet 15 Temmuz'da FETÖ'cülerin eliyle gerçekleştirilmek istenen alçak darbe girişiminde gördü.

***

Sistem değişimi önerisini, "Rejim elden gidiyor", "Tek adamlık geliyor", "Meclis'in etkinliği bitiyor" gibi söylemlerle sulandırmaya, kafa karıştırmaya çalışanlara pirim vermeyin.

Dün Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği ile Meclisin etkinliğinin azalacağı iddiasına karşılık şunları kaydetti:

"Hadi oradan, neresi azalıyor? Genel görüşme, yazılı soru önergesi, Meclis araştırması, kanun yapma, cumhurbaşkanını yargılama var. Bakanları sıraya, hesaba çekmeye hakkı var. Aslında Meclisin gücü artıyor. Esasen mevcut sistemde iktidar partisi ne diyorsa Meclis onu yapıyor, birbirimizi kandırmayalım. Fakat yeni sistemde milletvekillerinin gücü artıyor. Dolayısıyla bu söylenenlerin tamamı temelsiz, asılsız, kafa karıştırmaya yönelik. Milletimiz rahat olsun. Biz milletin işini zora sokacak, milletin geleceğini zora sokacak hiçbir icraatın arkasında olmayız."

***

Meselenin bir de şu boyutu var; Türkiye'de millet hep değişimden yana olmuştur. Değişim konusunda siyaset, milletin talebini okuyabildiği ve hayata geçirebildiği ölçüde başarılı olur.

AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günden bu yana milletin taleplerini ana gündemleri yapabildikleri ve bu talepleri birer seçim vaatlerine dönüştürebildikleri için başarılı olmuştur.

Halktan kopuk elitist siyaset her zaman olduğu gibi referandum konusunda da milletin değişim taleplerini okuyamıyor, analiz edemiyor.

Sadece negatif bir "Hayır" kampanyasıyla yine değişim talebinin önünde duracaklarını sanıyorlar.

"Vatandaş değişim istiyor. Direnen biz olamayız" diyen Başbakan Yıldırım da, vatandaşın değişimi zorladığını, değişimi istediğini belirterek, "Direnen biz olamayız. Bizim aksine değişimi zorlamamız lazım" diye konuştu.

***

Sözde muhalefet yaptığını sanan CHP ve HDP bloku ise geçmiş referandumlarda yaptıkları gibi değişim talebinin yanında olmak yerine değişime direniyor. Dolayısıyla bir kez daha hezimete uğrayacaklarına inanıyorum.

Anayasa değişiklik teklifi Cumhurbaşkanı'nın onayına sunuldu. Muhtemelen Nisan ayında sandık başında olacağız.

Bir daha; 28 Şubatlar, 17-25 Aralıklar, MİT tırlarını durdurarak ülkeye ihanet etme girişimleri ve 15 Temmuzlar yaşanmasın diyorsak referandumda "Elbette EVET" diyeceğiz…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA