Galatasaray ile Antalyaspor kaybetmiş, Beşiktaş berabere kalmış, rakip Kardemir Karabükspor'un birçok eksiği var. Trabzonspor kazansa lider ile arasındaki puan farkı altıya düşecek. Ama bunların hiçbiri Trabzonspor'u motive etmemiş. Tuhaf... Bu yarışın içinde var olmayı istiyorsan, bu şartlarda tek ihtimal üç puan olmalı. Bu üç puan olmadığı için de "Ben yarışıyorum. Bu yarışın içinde ben de varım" demek kendini kandırmaktır.
Karabüklü futbolcular, rakiplerine çok yakın oynadı, sürekli pres yaparak hiç boş alan bırakmadı. Yarı sahasında boğulan Trabzonspor'da baskıyı kıracak bir isim yoktu. Ancak Karabük son bölümde biraz kabuğuna çekilince, bordo-mavililer fırsatlar yakalamaya başladı. O cılız parıltı da üçüncü gol ile bitti. Orta sahada Alanzinho dışın- da risk alan, topla ileri gitmeyi düşünen ikinci bir isim yoktu. Şenol Güneş, ne oynadığını kimsenin anlayamadığı Yasin'e uzun süre sabretti. Adrian'ın tutukluğu ve kaçak futbolu, Sapara'ya uygulanan sıkı markaj kötü sonucun habercisiydi. Bu tabloya Ünal Karaman destekli kulübe de çare bulamadı. Çünkü rakip Karabük'e pres yapıp topu alacak isimler sahada da kulübe de de yoktu.
Kulüp Başkanı Sadri Şener'in dediği gibi Trabzonsporlu oyuncuların keyif veren, kazanan bir futbol oynamaları için tüm maçlarını büyük takımlarla yapmaları lazım herhalde. Ya da büyük maçlara bu takım, küçük maçlara da 1461 Trabzon çıkabilir! Karabük'teki her oyuncu dün iki kişilik koştu. Önemli isimlerin yokluğuna rağmen mükemmel bir mücadeleyle üç puanı hak ettiler. Özellikle Ahmet İlhan'ın hızına kimse yetişmedi.

ELİT HATALAR
Son sözümüz maçın hakemlerine... Elit hakemimiz Cüneyt Çakır 15 ay sonra geldiği Trabzon'da elit bir maç yönetemedi. Kendisi ve ekibi çok önemli hatalara imza atarak şaşırttı.