Fenerbahçe taraftarı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Maçtan önce Bağdat Caddesi'nde Aziz Yıldırım'a destek vermek amacıyla yürüyüş düzenlediler. Akşam da tribünler doluydu.
Fenerbahçe seyircisi, temmuz ayından bu yana kulübün arkasında durduğunu her fırsatta gösteriyor. Yine yaptıkları bundan ibaret...
Trabzonspor maçında yaşananların ardından 'Saracoğlu Stadı'nda benzer olaylar yaşanır mı?' diye endişe ediliyordu ama korkulan olmadı.
Durulmaların sebebi var. Çünkü, ilk defa Kadıköy Emniyet Müdürü ve Kadıköy Savcılığı güvenlik kameralarını kullanıp, işlemlere başladı. Şu anda neden bilmiyorum isimleri gizli tutuluyor!
İşte Çevik Bir ve arkadaşlarını günlerden beri televizyonda seyrediyoruz. Evlerinden alınışları, karakola getirişleri, karakoldan adli tıpa gönderilişleri oradan savcılığa gelişleri, savcılıktan mahkemeye gidişleri, mahkemeden ceza evine gidişlerini, hepsini görüyoruz.
Daha Saracoğlu Stadı'nda olay çıkaranların niye 'N.Ç.' diye isimleri bile yazılmıyor! Niye teşhir edilmiyorlar! Futbolda Şiddet Yasası'nın en önemli sebebi, bütün ceza yasalarının en önemli gerekçesi; suçu önlemektir. Suçluyu cezalandırmaktaki amaç suçu kurtarmak değil, suç geri dönmez, başkalarının aynı suçu işlemesine engel olmak. Onun için de ceza verdiğini göstereceksin.
Israrlı yazılarıma rağmen Kadıköy Savcılığı bir isim açıklamadı. Ama Kadıköy'dekiler biliyorlar. 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz. Kimler hakkında stada girme cezası verildi, kimler gelecek Fenerbahçe maçlarına!..
Ben isterdim ki Fenerbahçe-Trabzon maçı sırasında, ceza alanlar Kadıköy'deki 5 tane karakolda ilan edilsin ve gazeteler resimlerini çeksinler. Bir karakolda Bülent oturuyor, öbür karakolda Özge oturuyor, öbür karakolda Hıncal oturuyor maç bitene kadar. Uygulama böyle çünkü...
Kadıköy Savcısı'nın bana yazdığı mektupta "Bu cezaları verdim" diyor. Verdiysen bir göreyim Sayın Savcım uygulandığını!.. Bütün Türkiye görsün.
Örnek olsun. Sadece Fenerbahçe'ye değil, Trabzon'a da örnek olsun, Beşiktaş'a da örnek olsun, Galatasaray'a da örnek olsun. Kendilerine bir çekidüzen versinler. Onlar kendilerine çekidüzen verdikleri zaman ben maça gidebilirim artık. İşi göz yuma göz yuma bu hale getirdik.
Ben Fenerbahçe stadında açık tribünde hem de seyircilerin arasında maç seyrediyordum. Fenerbahçelilerle güle oynaya, şakalaşarak ki açık tribünler en azgın taraftarların olduğu tribünlerdir. Onların arasında seyrediyordum maçı, yazıyordum da üstelik "Bu hafta gideceğim Fenerbahçe Stadı'na" diye... Kapıda karşılıyorlardı.
Hatta bir defasında açık tribünün kapısındaki görevli "Efendim sizin kartınız burada geçmez" demeye kalktı... Hakikaten basın kartı geçmiyor. "Sen Hıncal ağabeyi nasıl almazsın" diye Fenerliler üzerine yürüdü, ben öyle girdim içeriye...
Bunları yaşayan bir adamım ben. Şimdi Fener stadının civarından geçemiyorum. Maç günü Kadıköy'e gidemiyorum, o hale getirdik işi yasaklarla... Ondan sonra Kardeşlik Haftası! Hangi kardeşlik? Onun için o savcı kardeşlerimin; 1- Verdikleri cezaların uygulandığını göstermeleri lazım. 2- Mahkemeye sevk ettiklerinin isimlerini açıklanması lazım.
Bana sakın 'İç tahkikat gizlidir' demesinler... İşte buyur!.. Çevik Bir başta her şeyi ben televizyondan seyrediyorum.
Sadri Şener, Saracoğlu Stadı'nda oynanan maça gitmezken, "Samimiyetsiz selamlaşmalarda bulunmak istemiyorum. Ortam daha fazla gerilmesin ve onlar da Trabzon'a gelmesinler" dedi. Taraftar gibi, yöneticiler de rakip sahaya gidemeyecek gibi görünüyor!
Doğru söylüyor. Yani, Galatasaraylı Hıncal Uluç olarak benim Fener, Trabzon ve İnönü Stadı'na girme hakkım yok ama Ünal Bey oturup viskisini içecek, purosunu yakacak! Yok ya!.. O da gitmesin o zaman. Benim hakkımda karar verip, benim gitmemi yasaklayan benim anayasal hakkımı gasp eden, çok açık ve net bir hukuki cümle söylüyorum, Ünal Aysal, Galatasaraylı Hıncal Uluç'un anayasal hakkını gasp etmiştir. Anayasa suçu işlemiştir.
İnönü Stadı'nda, Fenerbahçe Stadı'nda, Trabzon Stadı'nda şeref tribününde sahte gülücüklerle oturacak, ben Hıncal Uluç olarak Kadıköy'e gidemeyeceğim. Yok ya! Aferin Sadri Şener'e...