Faşistlerin bağırıp çağırmalarına aldırmayın:
Onların aklına uyup savaşa devam kararı verilseydi asıl o zaman bölünme yolunda esaslı bir adım atmış olacaktık.
Hani, yüz yıl önce İttihatçı aklına uyup dünya savaşına girdiğimiz ve battığımız, parçalandığımız gibi...
Şimdi herkes, kaybedilen otuz yıla ve sokağa atılan dört yüz milyar dolara yanıyor...
Savaş dedim. Evet, bu bir iç savaştı. Terör falan değil, iki yüz yıldır hiç durmamış Kürt ayaklanmalarının en köklüsü, en kapsamlısı ve en tehlikelisiydi.
Osmanlı tarihinde Kürtler tam yirmi kere, cumhuriyet tarihinde tam yirmi beş kere ayaklandılar!
Bütün bunlar kamuoyundan gizli tutuldu.
Bırakın açıklamayı, araştırmaya kalkanın bile canına okundu.
Eh, cumhuriyet rejiminin ne kadar başarılı olduğu da maşallah bundan anlaşılıyor zaten!
Devletin ilk refleksi, öncekiler gibi bunu da "bastırmak" oldu tabii.
Öncekileri fare zehiriyle boğduğumuz gibi, bunu da dışkı yedirerek, başçavuşun köpeğine tekmil verdirerek çözeriz sandık.
Biz derken, devlet görevlileri.
Başka türlüsü de beklenemezdi, otuz yıl önce Özal'ın önerdiği çözümleri görüp onaylayacak "feraset" bürokraside yoktu.
Fakat ayaklanmayı bastıramadılar.
Milliyetçiler hiç boşuna "asarız, keseriz, şurayı da yıkarız, burayı da yakarız" diye atıp tutmasınlar, hiçbir haltı beceremediler.
Bu savaş kazanılamamış, bu son ayaklanma bastırılamamıştır.
Peki ne yaptık, mızmız liberallerin istedikleri gibi yenilgiyi kabul mü ettik?
Hayır, maçı "berabere" bitiriyoruz.
Kürtler de kazanamayacaklarını, savaşın daha uzun yıllar sürüp gideceğini gördüler.
Abdullah Öcalan'ın tarihe geçecek Nevruz bildirisinden de anlaşılacağı gibi, bağımsızlık istemekten vazgeçtiler.
Yani, bölünme tehlikesi ortadan kalkmıştır.
Şimdi yeni bir Türkiye doğmaktadır.
Herhalde adı konmamış bir çeşit federasyon kurulacaktır.
Bundan korkmaya gerek yoktur: Bu meseleyi çözmüş Türkiye'nin ekonomisi asıl bundan sonra fişeklenecek, roketlenecektir!
Esas olan da budur, İstanbul'da yaşayan kime ne Diyarbakır belediyesi özerk olmuş ya da olmamış?
2023 yılında kişi başına yirmi beş bin doları bulan geliriyle "azgelişmişliği" tarihe gömmüş, "orta gelişmişlik" düzeyinden hızla "gelişmiş ve ileri bir ülke" olmaya yönelmiş "mamur ve müreffeh" bir Türkiye artık hayal değildir.
Kürtler'le barış yapmanın değil, asıl "gerekirse ekonomik kriz çıksın, yeter ki bu hükümet gitsin" demenin vatana ihanet olduğunu şimdi anladınız mı?
Şimdi sorulması gereken şudur: Tıpkı Türk faşistleri gibi kanla beslenen Kürt faşistleri, eroin gelirinden nasıl vazgeçirilecektir?
O da çözülür. Korkmayın. Dünya konjonktürü değişmez, yeni bir dünya savaşı çıkmazsa, bizi güzel günler bekliyor. Tarihin çarkını durdurmaya Alman faşistlerinin bile gücü yetmemişti de, Türk ve Kürt faşistlerinin mi yetecek?
Elbette Ergenekon örgütü birtakım "kamışlar" atmaya çalışacaktır. Yeni bir Uludere olayı bile beklenebilir ama istediklerini elde edemezler.
