Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Hükümeti eleştiren yazı

Hâkimler ve savcılar son günlerde dizi yıldızları gibi öne fırladılar, peki. Kim kimi nasıl kaydıracak, kim iktidara nasıl bir kamış atacak, Dubai sefasının hesabını kim verecek gibi toz duman konularından başımızı alıp, bir de "kim kiminle nasıl oturacak" meselesine bakalım.
Duruşma salonunda yani...
Bildiğiniz gibi duruşmada hâkim ya da hâkimler ile savcı ya da savcılar "yukarıda" ve "yanyana" otururlar. Aynı kürsüyü paylaşırlar, duruşma salonlarının yetersizliğinden dolayı da çoğu zaman omuz omuza, dirsek dirseğe çalışırlar.
Avukat aşağıdadır, müvekkilinin yanında. Sanığa da avukata da tepeden bakarlar.
Zaten çoğunlukla aynı servis arabasıyla adliyeye gelip giderler (avukat binemez) ve öğle yemeklerini de birlikte yerler (avukat giremez.)
Bu dağılım, "devletin hem suçlayıcı hem karar verici" olduğunun en somut ifadesidir.
İkide bir "kuvvetler ayrılığı ilkesini" dile getirmeyi pek seven ülkemizde, iddia ile karar mercii arasında bir "kuvvetler birliği" yürürlüktedir.
Oysa Amerikan mahkemelerinde, dizilerden ve filmlerden gene bileceksiniz, hâkim yukarıda (salona da "hâkim" bir konumda!) oturur, savcı ile avukat aşağıda, aynı düzeyde.
İster hâkim olsun ister savcı, hâkime "yaklaşabilmek" için de izin ister!
Amerikan devleti "iddia makamıyla savunma makamı arasında bir fark gözetmiyorum, ikisi de gözümde eşittir, kim haklıysa o kazansın" demektedir!
Bizim devlet de adeta "suçlamayı da ben yaparım, kararı da ben veririm, savunma ayıklasın bakalım pirincin taşını" der gibidir...
Bu değişecek.
İktidar on iki yıldır beceremiyordu bunu, galiba artık başaracak.
Bir "deneme salonu" yapmışlardı, beğenilmiş herhalde, sorun da çıkmamış. Şimdi bunu "hayata geçirecekler" yani genel kural olacak.
İmdi, bu çok mu önemlidir?
Önemlidir, çünkü simge değeri vardır.
Buncağızı bile savcılar beğenmemişlerdi, karşı çıkmışlardı... Neden acaba?
Avrupa Birliği yıllardır ısrarla bu durumun düzeltilmesini istiyordu, bizimkiler sonunda he dediler.
Hazırlanacak yeni HSYK düzenlemesinde bu "duruşma raconları" da yer alacakmış.
Böylece savcılar "her bir bıyığına bir adam asılır" ürkütücü babayiğitler değil, birer "kamu avukatı" olacaklar. Kendi davalarını en az avukat kadar "savunmak" zorunda kalacaklar. Hâkime "nasıl olsa bizdendir" gözüyle bakamayacaklar.
Hükümeti eleştirecekseniz, bunu niçin yaptığını değil, on iki senedir becerip de niçin yapamadığını eleştiriniz.
Çok mu zordu bu basit düzenleme?
On iki senedir becerip de okullardan üniformayı kaldıramayan hükümet, topu velilere atmaktan kurtulup inşallah onu da başaracaktır. Belki 2023 seçimlerinden sonra!
"Dost-modern" darbelerle boğuşmaktan başını alabilirse...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA