Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Dış siyasette değişen denklem

Seçimleri geride bıraktık. Demokratik, katılımcı ve şeffaf bir süreçten sonra, Türk halkı önümüzdeki beş yıl için önce yerel yönetimler, sonra Cumhurbaşkanlığı makamı açısından seçimini yaptı. 2015 Haziran'ında parlamento seçimleri var, ancak sonuçlarının da çok farklı olacağını düşünmek doğru olmaz. Kısacası, önümüzde önemli bir beş yıllık iç ve dış politika odaklı bir icraat süreci var. Buna yoğunlaşmamız gerekiyor.
Bölgemizde hiç kolay olmayan bir dönemden geçiyoruz. Ortadoğu siyasi sınırların anlamının kalmadığı, asgari demokrasinin ortadan kalktığı, yaşam hakkının yok edilmeye çalışıldığı korkunç bir kaosun içine girdi. Türkiye, yalnızca Suriye'den hayatını kurtarmak için kaçan bir milyondan fazla kişinin sığındığı ülke oldu. Buna, son dönemde Irak içinde yerinden yurdundan edilen, büyük ölçüde Hıristiyan ve Ezidi azınlıklara mensup önemli bir nüfusun, canını kurtarmak için Habur kapısından sığınmaları eklendi. Kuzey Irak Kürdistan Özerk bölgesi sınırları içinde, çok daha geniş bir göçmen kitlesine, Türkiye'nin sahra hastanesi ve sığınma kampları kurma hazırlıkları var. IŞİD ilerlemesine karşı ABD, Obama döneminin kararsızlığına son vererek sınırlı askeri müdahalede bulundu. Kürt bölgesinin hava üstünlüğünü sağladı, ayrıca Peşmerge güçlerine silah yardımı yapılması kararı aldı. Der Telegraaf gazetesi, bu gelişmeyi "Saddam'a satılan ve şimdilerde IŞİD'in elinde bulunan ABD yapımı Abrams tanklarına karşı, Fransız yapımı piyade roketleriyle mücadele verilmesi" olarak tanımladı. Bu benzetme, Batı dünyasının Ortadoğu'daki gelişmeler karşısında yaşadığı şaşkınlığı ve kararsızlığı iyi simgeliyor.
Irak Kürdistan Bölgesel yönetimi, IŞİD mağdurlarına para yardımı yapma kararı aldı.
Aynı anda Türkiye, Kuzey Irak petrollerinin satışının uluslararası piyasada engellenmemesi gerektiği konusunda önemli ve cesaretli bir çıkış yaptı. Bu satışın engellenmesi konusunda en ciddi engel olan Maliki hükümeti, artık tüm Irak halkının ve ABD'nin tahammül sınırlarını zorladığı için çekilmek zorunda bırakıldı.
Yerine daha ılımlı bir aday olan El İbadi, yeni cumhurbaşkanı Fuad Masum tarafından görevlendirildi. İran yönetiminin, bu görev değişikliğine ses çıkartmamış olması, onların da bu değişime karşı olmadığı biçiminde anlaşılabilir. Ortadoğu'da, dün imkânsız gibi görünen ittifaklar, bugün yavaş yavaş gerçekleşiyor. ABD; onyıllar boyunca uluslararası planda izole ettiği İran ile ciddi biçimde müzakere halinde... Bölgenin (Türkiye başta olmak üzere) en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorunu, çok ciddi biçimde çözümlenme aşamasına geldi. İsrail politikalarının artık tam bir çıkmaza girmesi, Gazze'de katliamların önünün alınamaması, Filistin sorununun acil biçimde çözüme kavuşturulmasını tüm vicdan sahibi insanlara dayatıyor.
Bütün bu gelişmeler yeni bir Ortadoğu kurgulanmasının öncesinde olduğumuzu gösteriyor. Barış, eğer bu bölgeye gelecekse, bu silahların gölgesinde değil, istişare, müzakere ve asgari demokratik altyapı sayesinde olacak
.
Bu aşamada, Türkiye, demokrasisi ve istikrarı ile AB Tek Pazarı'nın parçası olma vasfı ile, bölgede demokratik, barışçı bir sistemin oluşmasında anahtar rol oynamaya aday gözüküyor. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ortadoğu'da sevilen ve benimsenen bir dünya lideri olması, seçimlerle devamlı yenilenen demokratik meşruiyete sahip olması bu algıyı güçlendiriyor. Bu aşamada, siyasi muhalefetin de kendisine ciddi bir çeki düzen vermesi gerekiyor. Artık dış siyaset, özellikle de Ortadoğu, hükümete ters düşmek için Esad ya da Maliki ziyaretleri gerçekleştirilen bir çekişme alanı olmaktan çıkartılmalı. Bir istişare ve uzlaşma kültürü, dış siyasette sadece bölge halklarının çıkarını korumak değil, bizim demokrasimizin geleceğini sağlamlaştırmak için de gerekli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA