Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir futbol anıtı.. Ali Uras!..

Prof. Dr. Ali Uras'ın Galatasaray'a dargın gittiğini biliyor muydunuz?. Kızlarına "Ölürsem sakın tabutumu kulübe götürmeyin. Kulüpte tören yapılmasın" diye vasiyet ettiğini..
Yapılmadı zaten..
Öğrendiğim zaman şaşırmadım. Galatasaray'da hiçbir şeye şaşırmam. Bu kulüp vefasızlığı ilke edinmiştir çünkü..
Necdet Çobanlı, kulübe dargın gitmedi mi?.
FİFA Yürütme Kurulu'na seçildiğine, dünya spor teşkilatında Türklere ilk kapıyı açan olduğunda, Futbolun İmparatoru Havalange'ın "Benim Türk askerim" dediği sağ kolu haline geldiğinde "Beni buralara getiren Galatasaray'dır. Her şeyi Galatasaray'da öğrendim" diyen Çobanlı kulübe küs gitti..
Ali Sami Yen'in, bu kulübü kuran adamın eşini, Bursa'da bir huzur evinde unutan kulüpten ne beklersiniz zaten?.

***

Ali Uras, bir spor anıtıydı.. Spora, Türk Basketbolunun efsanesi "Yenilmez Armada" ile girmiş, yıllarca takım kaptanlığı yapmıştı.
Galatasaray'ın ve Türk Futbolunun dönüm tarihi, onun Galatasaray Başkanlığına gelişidir. Futboldan sorumlu as başkanı Alp Yalman, Almanya'lara gitmiş, Jupp Derwall'i ikna etmiş ve Türkiye'ye getirmişti..
Ali Ağabey ve Alp, Florya'da Yönetim katındaki terasta oturdular. Kulübün bütçesini Derwall'in önüne koydular.. "Bu kadar paramız var. Kimi transfer etmek istersin" dediler..
Derwall terastan önlerinde uzanan toprak antrenman sahalarını gösterdi..
"Buralar böyleyken Maradona'yı getirseniz ne fark eder?.."
Ali Ağabey mesajı almıştı..
Dünyanın en iyi çim uzmanları getirildi ve gençlerin idman sahaları dahil her yerin yeşile dönüşmesi başladı.. Bir gün Florya'ya gittim, Derwall ve Denizli hocalarımla sohbete..
Aklım durdu.. Galatasaray'ın Başkanı, bu ülkenin en önde gelen cerrahlarından biri Profesör Doktor Ali Uras, dizlerine kadar paçalarını sıvamış, çim suluyordu..
"Ali Ağbi bu ne hal" dedim..
"Bak oğlum" dedi bana.. "Bir defa yaptığım fevkalade sağlıklı bir idman benim için.. Tertemiz bir hava.. Islak çimlere çıplak ayak basmak vücudumdaki elektriği de boşaltıyor.. İkincisi.. Beni böyle gören ötekilerin işi kaytarmalarına imkan var mı?. Bir taşla iki kuş.."
Ali Ağabey devrimi, 2000 yılında Monaco'da Real Madrid önünde alınan Avrupa Süper Kupa ve 2002'de gelen Dünya Üçüncülüğü ile doruğa ulaştı.
***
10 gün önce Azmi Hocamı (Hamzaoğlu) aramış.. "Oğlum ben iyi değilim" demiş. Azmi Hocam hemen bir ambulans göndermiş. "Geldiğinde durumu çok kötüydü.. Bütün organları çalışmaz hale gelmişti. Derhal yoğun bakıma aldık. Her şey yapıldı ama, vücut öyle iflas etmişti ki, kurtarmak mümkün olmadı. Bilincini hiç kaybetmedi, ama son üç gün hiç konuşmadı" diye anlattı, Azmi Hocam..
Sonra "Bilir misin Hıncal" dedi, "Öyle büyük bir operatördü ki, onu ameliyatta izlemeye bayılırdım. Kaç defa izledim.. Türkiye'de değil, Amerika'da doğsaydı, bu dünya çapında hünerli ellere Amerikalılar "Tanrının eli" derlerdi inan.. Biz kıymetini bilemedik!.."

***
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı oldu.. Ama Fener kuklası medya sırf Galatasaraylı diye, bu ülkenin belki de en tarafsız, en kibar, en sportmen, en centilmen başkanına öyle acımasız saldırdı ki, şaşkına döndü ve kısa süre sonra "Lanet olsun" dedi ve istifa etti.
O medyada Ali Ağabey'in ölümü minnacık yer aldı.. Bir tek doğru dürüst "Ali Uras" yazısı çıkmadı. Lekelenmiş, kirlenmiş bir ligin fasulye maçları manşetlere taşınırken..
Hastalık ve ölümünde o federasyon da nasıl vefasız çıktı, gördük..
***

Ali Ağabey, bir Galatasaray anıtıydı.. Türkiye anıtıydı..
Herkes bugünküler kadar vefasız değil ya..
Bu ülke bir gün onun anıtını dikecektir!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA