Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

CHP seçmeni nasıl mutlu olur?

Dün yazı işleri müdürlerimizden Metin Sever arayıp önümüzdeki hafta yapılacak AK Parti Genel Kurulu ve ertesi günkü Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreni için Ankara'ya gidip gitmeyeceğimi sorduğunda elbette ki hiç düşünmeden "Evet" dedim. Böyle tarihi bir manzarayı hangi gazeteci izlemek istemez değil mi?
Tesadüf işte Metin'in hemen ardından da CHP'li bir dosttan telefon aldım ve o da eylülün ilk haftasında yapılacak Olağanüstü Kurultay'a katılıp katılmayacağımı sordu. Ben ki CHP kurultaylarının hastasıyımdır ama işte nedense düşündüm biraz ve "Bir bakayım programıma" dedim. Şaşırdı tabii. Çünkü o da bilir ki iki elim kanda da olsa giderim kurultay izlemeye. İkna etmek için olsa gerek; "Çok kritik bir seçim olacak... Tarihi... Parti için bir dönüm noktası... Kaçırmamalısın" falan dedi. Baktım ki kendini bayağı kaptırmış bu dönüm noktası meselesine, bunun üzerine "Sonucu belli bir kurultay nasıl dönüm noktası olacak anlamış değilim! Ne bekliyorsunuz? Yeni bir lider ve yeni bir kadro ve yepyeni bir vizyon mu?" şeklinde karşılık verdim.
Bir sürü şey anlattı. Parti içi muhaliflerin kurultaya çok sıkı hazırlandığını ve CHP'nin geleceği için bu kurultayın son şans olduğunu söyledi. Tipik muhalif bir CHP'li gibi konuştu yani. Neyse... Lafı fazla uzatmadan "İnşallah gelirim" deyip kapadım telefonu. O arada da yanımda liseden beri arkadaşım olan bir kız arkadaşım var. CHP üyesi olmayan ama iktidara karşıtlığından her seçimde gözü kapalı mührünü "altı ok"un altına basan... Duyunca telefondaki bu muhabbetleri tabii sordu kurultayla ilgili sonuca dair tahminimi.
"Kılıçdaroğlu yine kazanacak tabii ki! Adam delegelerine o kadar çok güveniyor ki muhalefetin imza toplamasına bile izin vermeden kendi istedi kurultayı. Aç oku arşivden yazımı. Bu çağrıyı yapmadan evvel bunun böyle olacağını yazmıştım. Çok zekice bir hareket çekti. Hem muhalefetin toparlanmasına ve birlik olup çalışmasına izin vermemek için kurultayı aceleye getirdi hem de gücünü onaya sundu. Amacı güvenoyu alıp, muhaliflerin ağzını tıkayıp yoluna kaldığı yerden aynen devam etmek!" dedim.
Çöktü kaldı bu sözlerim üzerine. Çünkü o da telefondaki CHP'li dost gibi sanıyor ki bu kurultayda gerçekten bir değişim yaşanacak.
Açıldı: "Bu dediğin olursa biz ne yapacağız? Hep yenilgi hep yenilgi! Ya ben artık yeni bir travma yaşamak istemiyorum. Psikolojim bozuldu. Kılıçdaroğlu artık beni heyecanlandırmıyor. Bana umut vermiyor. Biliyorum ki o bu partinin başında kalmaya devam ettiği sürece de biz yenilmeye mahkûmuz! Bırakması lazım. Biz seçmenleri heyecanlandıracak, yeniden ateşleyecek yeni bir isme Genel Başkanlığı devretmesi lazım."
Allah şahit, acıdım siyasi bakış açılarımızdaki farklılıklar nedeniyle çoğu zaman birbirimize girdiğimiz arkadaşımın bu hallerine.
Abartmıyorum konuşurken ağlayacaktı nerdeyse. Öyle bir çaresizlik yansımıştı ki yüzüne hani elimde bir sihirli değnek olsa sırf arkadaşım mutlu olsun diye Kılıçdaroğlu'nu o koltuktan indirir ve CHP'yi iktidara taşımaya en müsait adamı partinin başına getirirdim. O kadar içim "cız" etti yani.
Hayır bişi değil keşke benim arkadaşım tek olsa. Milyonlar bu halde şu anda Türkiye'de. CHP'ye umut bağlayıp da her defasında sandıktan iktidar çıkacağına inanıp koştura koştura sokaklara dökülen ancak her defasında büyük hayal kırıklığı ile karşı karşıya kalan milyonlar. Ve ne yazık ki bu milyonlar ne Kılıçdaroğlu'nun umrunda, ne kadrosunun, ne de ona ölümüne bağlı kurultay delegelerinin. Bir akıl tutulması yaşanıyor sanki. Hadi Kemal Bey koltuğun tadına vardı da gerçeği göremiyor bir türlü. Ee peki diğerleri? Alttaki kadroları ya da örgütteki insanlar neden bu partiye umut bağlamış insanları adeta mutsuzluk sendromuna sokmak için uğraşıyor?
Yahu Murpy kanunlarından da mı haberi yok bunların? Ne demiş adam: "Mutluysan devam et! Değilsen değiştir!" Mesele bu kadar basitken neden bu zorlama, bu dayatma hakikaten ben de anlamıyorum!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA