Başkan Erdoğan, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu Açılış Töreni'ne canlı bağlantı ile katıldı.
Açılışı yapılan hattın uzunluğunun 14 kilometre, istasyon sayısının ise 4 olduğunu belirten Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Bu hat sayesinde Arnavutköy'den havalimanına 8 dakikada gidilebilecek. Aynı zamanda bu açılışla Arnavutköy'ü, Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı hattına da bağlıyoruz. Arnavutköy-Gayrettepe arasındaki ulaşım da bu metro ile 41 dakikaya düşüyor. Bu projenin Halkalı istikametindeki etabını da inşallah bir yıl içinde hizmete sunmayı hedefliyoruz. Böylece 69 kilometrelik mesafesiyle Türkiye'nin en uzun raylı sistem ring hattını tamamlayacağız."
Başkan Erdoğan, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metrosu açılış töreninde konuştu | Video
"SORUNSUZ İŞLEYEN BİR SİSTEMİ DEVAM ETTİRMEYİ BİLE BECEREMEDİLER"
Bugün hizmete açtıkları eserle birlikte İstanbul Havalimanı'nın açılmasından bu yana İstanbul'a 162 kilometreye yakın raylı sistem kazandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şehrimizdeki raylı sistem alanın toplam mesafesi ise 362 kilometreyi buldu. Daha önemlisi bu raylı sistemlerin büyük bölümü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından yapılmıştır. Mesela son 5 yılda İstanbul'da belediye tarafından yapılan metro uzunluğu sadece 8 kilometredir. Kalan tüm projeler ya daha önceki dönemden kalmadır ya da Bakanlığımız tarafından hayata geçirilmiştir. Hatta üzeri toprakla kapatılarak tümden iptal edilen projeler de mevcuttur. Her yeni projeyle inşa kalitesini ve yolculuk konforunu biraz daha ileriye taşıyan İstanbul metroları, dünya standartlarının en üst sınıfında yer alıyor. Her biri İstanbul'un ulaşımına hayati birer nefes borusu işlevi gören bu raylı sistem hatları olmasaydı bugün şehrin içine düşeceği durumu milletimizin takdirine bırakıyoruz."
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının sorumluluk alanı gereği belli projelerde yoğunlaşan katkısının bir şehrin ulaşım sorununu çözmek için tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Büyükşehir Belediyesinin de ulaşımla ilgili kendi sorumluluklarını yerine getirmesi lazım ki bu iki gücün sinerjisiyle sorunlar çözülsün. Bugün İstanbul yollarını gösteren ekranlara baktığınızda, günün çoğunda yolların kırmızı olduğunu, yani durma noktasına yakın yoğunlukta bir trafik olduğunu görürsünüz. Yol yapmayı, tünel yapmayı, köprü yapmayı, metro yapmayı, vapur işletmeyi mevcut ulaşım hatlarını verimli şekilde çalıştırmayı bilmeyen bir belediye yönetiminin yol açtığı bu acı tablo, İstanbul'un kaderi değildir. Bırakın yeni projeler geliştirmeyi, sorunsuz, sıkıntısız işleyen bir sistemi devam ettirmeyi bile beceremediler. Bu zihniyet görevde olduğu müddetçe İstanbul'un trafik çilesi daha da artacak, İstanbullu kardeşlerim trafikte daha fazla vakit harcayacak."
"HESAP UZMANIYIM DİYEREK ÖVÜNENLERİN SESİ, SOLUĞU ÇIKMIYOR"
Erdoğan, İstanbul'un gerçek belediyeciliği ziyadesiyle hak ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Üstelik bugün İstanbul'da sadece iş bilmez, iş yapmaz, eser ve hizmet fukarası değil, tıpkı 1989'da olduğu gibi kirlenmiş bir yönetim vardır. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptığı eserler ve hizmetlerle değil, nereye gittiği belli olmayan deste deste para görüntüleriyle anılmaktadır. Sorsanız, 'bu paralarla CHP'ye il binası alındı' diyorlar. Ama alındığı söylenen il binasına ödenen rakamla ortadaki paralar arasındaki orantısızlığı kimse izah edemiyor. Bir taraftan üst geçitlerin gövdesine 'israf değil' derken, öbür taraftan deste deste dolarlar ile neyi nerede harcıyorlar belli değil. Şimdiye kadar yapılan açıklamaların hepsi bir öncekini tekzip etti, yalanladı, şüphe bulutlarını dağıtmak bir yana daha da arttırdı.
'Hesap uzmanıyım' diyerek övünenlerin ise hiçbir yerde sesi, soluğu çıkmıyor. İstanbul'u, depreme hazırlığıyla, ulaşımıyla, çevresiyle, sosyal belediyeciliğiyle geriletenler, siyaseti de kirleterek hem şehre hem ülkeye çok büyük bir kötülük yapmışlardır. Geciken eser ve hizmetlerin telafisi, vakit ve kaynak meselesidir. Ama kirlenen siyasetin bedeli, gençlerimizin kalbinde ve kafasında oluşturacağı soru işaretleri sebebiyle nesiller boyu sürecektir. Milletimiz benzeri durumlara 1980'li, 1990'lı yıllarda şahit oldu. Gençlerimiz belki hatırlamaz ama orta yaş üzeri kuşak iyi bilir. 1989'da İstanbul'da, Ankara'da, daha pek çok şehirde CHP'li belediye yönetimlerinin hesabını veremedikleri pis işler yüzünden ülkemizde çok büyük tartışmalar yaşandı. Bu ülkenin tarihine, 'İSKİ skandalı' diye bir rezaleti bu CHP yazdırdı. Sonuçta milletimiz 1994 seçimlerinde bunların hepsini tasfiye etti ve bizi iş başına getirdi. Aradan geçen bunca yıldan sonra adeta bir dejavu yaşıyor, aynı filmi yeniden izliyor gibiyiz. İsimler farklı ama kafalar aynı, kepazelikler aynı. Yazık. Bu ülkeye de yazık, bu şehirlere de yazık."
"İSTANBUL, SİSTEM İSTANBUL PROJESİ İLE ADİL BİR YÖNETİME KAVUŞACAK"
Erdoğan, 31 Mart'tan sonra şehirlerin, tartışmaların uzağında eser ve hizmet gündemli hayatlarına yeniden döneceğini belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul, Sistem İstanbul Projesiyle keyfi, kibirli ve kirli zihniyetlerden kurtulup programlı, planlı, projeli, şeffaf, adil bir yönetime kavuşacak. İstanbul, depreme hazırlık için yapılacak 650 bin yeni konuta kavuşacak. İstanbul 1000 kilometreyi bulacak raylı sistem ağırlıklı yeni ulaşım projelerini konuşacak. İstanbul, çocuklarından yaşlılarına, engellilerinden kadınlarına her bireyini kucaklayan sosyal belediyecilik faaliyetlerini konuşacak. İstanbul, tarihi ve kültürel varlıklarının ihyasıyla maziden atiye kurulan köprüyü konuşacak. Velhasıl İstanbul, belediye başkanının maceralarını, kibirli hırslarını değil, şehrine yaptığı eserleri, hizmetleri, projeleri, yatırımları konuşacak. İstanbullu başı dara düştüğünde nerede olduğu, kiminle ne yaptığı belli olmayan değil, yanı başında derdiyle dertlenen bir yönetimi bulacak. İşte o zaman İstanbul geleceğine tekrar umut ve güvenle bakabilecek."
Erdoğan, açılışını yaptıkları Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metro hattının İstanbul'a hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.