Ömer Üründül: Sezonun en iyisi
Fenerbahçe ilk 15 dakika tutuk ve dağınık bir görüntü sergiledi. Bu dakikadan sonra tempoyu yükseltti. Son haftaların aksine hırslı bir yapıya büründüler.Bu olumlu görüntüye bir de takımın en büyük artısı olan alışılmış pas trafiği eklenince devre bitene kadar hem kontrol ele alındı hem de rakip baskı altına...Yoğun baskı, yapıları itibarıyle üç orta sahanın depar kulvarlarına giriş çıkış yapamadıkları için pozisyon zenginliğine dönüşmedi. Daha çok sağdan ve soldan sürekli yüksek ortalar yapıldı. Fazla sayıda duran top kullanıldı. Ama fizik olarak iyi durumdaki hırslı Servet hava toplarında hataya düşmedi. Fenerbahçe'nin bu devredeki golü başarılı bir organizasyon sonucu geldi. Tabii ki Mehmet Topal'ın topsuz koşuyla 18 içinde pozisyon alması çok önemliydi. İkinci devreye Fenerbahçe daha da iyi başladı. Tempo iyice yükseldi. Ama sayısız fırsat kaçtı. Son 20 dakikadan sonra Mersin de çıkmaya başladı. Bazı tehlikeli rakip ataklar gelişse de Fenerbahçe kontrataklardan arka arkaya net pozisyonlar buldu. Penaltı dahil bunların hepsi kaçtı. Fenerbahçe, maçın ikinci yarısında bir çok oynadığı maçın doksan dakikalarında bulabildiği pozisyonların en az üç katını buldu. Maç sonuna kadar skor olarak rahatlayamazsa da çok önemli bir 3 puanı kazandı. Bana göre Fenerbahçe bu sezonun en iyi futbolunu sergiledi. Alper'in yapısı sol açık görevine tam uygun olmasa da kişisel driplinglerle adam eksilterek mesafe kat edip ciddi katkılar yaptı. Mehmet Topal mükemmel oynadı. Gökhan Gönül çok başarılıydı.
Bilhassa devamlılığının olması takıma katkı için önemliydi. Bu senenin formsuz ismi Sow rekor sayıda gol kaçırdı. Ama en azından eskiye oranla hareketli olması bundan sonrası için olumluydu. Diego da oyuna girdikten sonra penaltıyı kaçırsa da 'ben kaliteli bir oyuncuyum' mesajını verdi.
En yüksek not 8 Mehmet Topal
En düşük not 3 Marko Futacs
Gürcan Bilgiç: Hatırladılar!
En başından itibaren kazanmayı isteyen takım gibiydi Fenerbahçe... İyi organize olmuş, etkili oyuncularıyla her rakibe sürpriz yapmaya hazır bir rakibe, "Bu maçı biz kazanırız" mesajını verdi. Sadece oyuncu kalitesi değil, koşu ve taktik değeri olarak da üstündüler. Sahanın her alanında bu üstünlüklerini hissettirip, kendileri de bunun farkına vararak nakış gibi işlediler 90 dakikayı... Hani Cem Yılmaz'ın Hindistan hikayelerinden bir anektodu vardır. Mutluluğu arayanlara, "İçinizde" diyordu bilge adam. Meğerse, futbol oynamak, pozisyona girmek, rakibi seyirci haline getirmek, takımın içinde saklıymış; bu maçı beklemişler göstermeye... İki genç oyuncunun sorumluluk düzeyini en üstlere çıkarmasıyla, meydan okuyuş başladı. Alper ve Caner, geçen maçların uyurgezerlerini peşlerine takıp, koşmaya mecbur ettiler.
KARTAL DERSİNE ÇALIŞMIŞ
İsmail Kartal, geçen haftadan rakibi iyi analiz etmiş. Yüksek stoperlerine rağmen yan toplardaki yerleşme hataları ve bocalamaları üstüne son çareler üretmişti. Sağdan-soldan ortalarla rahat bırakmıyordu o bölgeyi. Emenike'ye santrfor nasıl oynanır, pozisyona nasıl girilir konulu dersler verdi Moussa Sow. Sezonun en etkili oyununa sahipti. Evet; kaçırdığı pozisyon çok. Ama öylesine zorladı ve istedi ki; hep golün yanında dolaştı. Mihaylov'u geçip, kullanamadığı pozisyonda, darbeden sonra düşse, rakibe kırmızı gelecekti. Oynamayı seçti. Bu da yüreğiyle oynadığını gösteriyor.
Üç haftadır kazanıyorlardı. Eleştiriyorduk. Ama dünkü gibi iyi oynayarak kazanmak başka. Takımı geliştirir, öz güveni pekiştirir, rakipleri tedirgin eder, seyirciye umut verir, oyuncuları morallendirir. Bu yüzden yöneticilere tavsiyemiz iyi oyunu pas sayısı ile değil, böyle performanslarla tarif etsinler.
Rıdvan Dilmen: Skor sakın kimseyi aldatmasın (!)
Fenerbahçe ilk 10 dakikasından sonra oyunun tamamen hakimiydi. Birkaç cılız Mersin atağı dışında pozisyon bulamadı. 7-8 pozisyon buldu Fenerbahçe, 5-0, 5-1 kazansa şaşırtmazdı. Hücum aksiyonlarının çoğu pozisyonla sonuçlandı. Mersin'i kötü oynatan biraz da Fenerbahçe'nin oyunu oldu. Nihat'ın yerine Mihaylov kaleye geçmek zorunda olduğu için sadece Mitrovic kenara geldi.
Orta saha aynıydı.
Emre ve Kuyt'ın da katkısıyla Fenerbahçe orta sahası rakiplerini çok zorladı. Bence kaleci Mihaylov mükemmele yakındı, 4 tane net gol pozisyonu kurtardı. Kadıköy'de bundan daha iyi oynayamazsın.
En az 3-4 tane Sow'un, Kuyt'ın pozisyonları vardı. Aslında Mersin savunmacıları için çok kötü bir gün oldu, her pozisyonda geçildiler. Beklerden Caner 10-15 kez gidip geldi, bindirmelerini de sonuçlandırdı. Maçı kendi adına kolaylaştıran Fenerbahçe'ydi diyebiliriz. Müthiş hücumlar yapıtılar.Emenike'nin şu kötü form durumunda Alper Potuk'un olması kesinlikle avantaj. Rakibi zorluyor, öne doğru gidiyor, faul alıyor. Alper topla kat ederken Mersinliler çekilmek zorunda da kaldılar, ondan çekindiler. Bu da Fenerbahçe için bir avantaj sağladı.
Kuyt son haftalarda kendi performansının en iyisiydi.
Şöyle bir bakıyoruz. Topal iyi oynadı mı, oynadı.
Caner ile Gökhan iyiydi, Kuyt iyiydi, Sow etkiliydi.
Takımın yüzde 60'ı, 70'i çok iyi oynanıyordu. Fenerbahçe'nin iç saha performansı, son iç saha maçını da kazanırsa İsmail Kartal başarılı diyebiliriz.
Özellikle Egemen'in dönüşü çok önemliydi. Aslında Fenerbahçe'nin hemen hemen ideal 11'i bu gözüküyor. Alves ile Egemen ideal ikilisiydi Fenerbahçe'nin stoperde. Emenike'nin formsuzluğundan ötürü Alper gibi gözüküyordu. Emre var. Bence bu maçtaki fark Mersin'in yetersizliğinden çok Fenerbahçe'nin üstünlüğünden kaynaklandı. Stoperleri 10-12 yıldır üst düzey liglerde oynayan oyuncular. Mehmet Topal da aynı şekilde…Fenerbahçe adına kötü olan sadece 12-13 bin kişiye oynamasıydı maalesef. Azalan seyirciye karşın 30 maçtır iç sahada kaybetmemesi çok önemli Fenerbahçe'nin. Gerçekten 5,6 fark olabilecek bir maç. Mersin puansız ayrılıyor ama ucuz atlattı. Skor aldatmasın! Son olarak şunu eklemek istiyorum, zeminler eskiden çok kötüydü. 80'lerde sahalar çamur gibiydi. Eskiden top mu vardı diyenler oluyordu, o sahalarda kendini nasıl gösterecektin? Maradona olsan ne yazar! Bugünkü kötü zemini görünce onu anımsadım ama bugün zemin yüzünden kaçan gol de olmadı.
'Sen dur' demeliydi
Penaltı için F.Bahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal şunu yapıp hiç uzatmayacak. Eğer Emre yorgunum atmak istemiyorum demediyse İsmail hoca müdahale edecek, Diego'ya ıslığı çalıp 'sen gel' diyecek. Müdahale etmeliydi. Ankaraspor maçında Kezman ile Alex'in pozisyonu gibiydi. Ben eğer pozisyon gol olsaydı da bunları birebir yazacaktım.
Penaltı kararları yanlıştı
Hakemler ligdeki kolay maçları çok kötü yönetiyor. Zor bir maç değildi bu, Bülent Yıldırım ve ekibi kendi zorlaştırdı. 52'de Moussa Sow'un pozisyonu bence penaltı ve Efe'ye ikinci sarı karttan çıkmalıydı. Diego'nun pozisyonunda da bence kendisini atıyor. Bence sarı kart da almalıydı. Burada mesafe varken kendini bıraktı. Penaltı kesinlikle yanlış karar. Kolay maçlarda ucuz hatalar yapılıyor.
Erman Toroğlu: Penaltı atışları böyle olmaz
Fenerbahçe dün diğer maçlara göre biraz kımıldar gözüktü. Orta sahada Emre, Kuyt gibi ağır oyuncular, Mehmet Topal gibi defansa yardım eden oyuncular da olunca Fenerbahçe hücuma çıkmakta zorlandı. Alper'in oynamasıyla sarı-lacivertliler bu kez rakibin üzerine daha çabuk gittiler.
Alper topla hem rakibi geçiyor hem mesafe kat ediyor. İyi güzel ama bazı yerlerde kafaya kaldırıp rakibin defansın dikkatlerini üzerine çekmişken diğer taraftaki arkadaşlarına pas atsa onları gol pozisyona sokacak.
Alper henüz bunu yapacak durumda değil.
Zamana ihtiyacı var. Yani Alper şu an "Hem bisiklete binip hem ciklet çiğneyemiyor." Ancak kesinlikle Fenerbahçe için faydalı bir futbolcu. Mersin İY rakibin üzerine çabuk gidemedi. Sadece bunla kalmayıp defansı da iyi yapamadılar. Maç bazen o hale geldi ki iki takımın son adamları arasındaki mesafe 70-80 metreye çıktı. Aslında bu görüntü hücum eden takım için avantajdır.
Ama faydalanamadılar. Mersin kalecisi Mihaylov iyi şeyler yaptı. Penaltı pozisyonunda hakeme çok itiraz etti ama rakibi pozisyondan penaltı çıkarmak isterken o da rakibine yardım etti. Rakibin ayağına kontrolsüz girerek onun bu ayağını göğsü ile yer arasına sıkıştırdı. Penaltı atışına gelirsek, burada mavi boncuk dağıtamazsınız.
Maç berabere bitseydi ne olacaktı? Biz hesabı İsmail Kartal'a soracaktık, o da futbolcularına. Penaltı atışlarını bu şekle sokmamak gerekir. Mersin mi iyi oynamadı yoksa Fenerbahçe mi iyi mücadele etti? Bence Fenerbahçe, Mersin'i oynatmadı. Maçın daha farklı olması gerekirdi.
EL KARARI VAR SARI KART YOK
Hakemin tartışılacak çok kararı var.
Ama maalesef Türkiye'de hakem kalitesi bu! Bülent Yıldırım, FIFA klasmanından "atletik dersten" geçemediği için çıkarıldı.
Bu "atletik dersten" geçemeyen hakeme Türkiye'de üst düzey maç veriyorsunuz.
Bu demektir ki başka yetişen bu maçı idare edecek hakemin yok!
İki gündür izlediğim Süper Lig maçlarında şunu görüyorum; kiminde futbolcu elleri açık havaya sıçrıyor, top geliyor eline değiyor. El kararı var, sarı kart yok. Kiminde vücuda yapışık, top gelip eline değiyor. Hakem faul veriyor, gidiyor gol oluyor.
Yani pozisyonlar siyah ile beyaz kadar farklı. Demek ki bu hakemlere bu işin eğitimi tam verilmemiş! Buradaki yorumun ana fikri, temeli şudur; ellerini kollarını normalden daha fazla açtığın zaman top vurdu mu bu çarpmaya girmez, topla oynamaya girer! Bu kadar basit. Ama hakemler bu pozisyonlarda maalesef kafalarına göre karar verip sonuca tesir ediyorlar.