Grup elemelerinin acımasız takımı Hollanda, bu kez Euro 2016 elemelerinde tekliyor
2014 Dünya Kupası elemelerinde Saracoğlu'na kadar taşıdığımız play-off ümitlerini Robben ve Sneijder ile söndüren ve Brezilya'da yarı final oynayan Hollanda, aradan geçen 8 ayda eski çizgisinden uzakta gözüküyor. B
ugün Manchester United'ın başında olan Louis van Gaal'le kalıplarının dışına çıkıp beşli savunma bile deneyen, disiplinli ve sert bir kimlik edinen Hollanda, Guus Hiddink yönetiminde artık daha özgür ancak daha bireysel, başına buyruk bir takım... Bu da rakiplerine bir fırsat yaratıyor.
ROBBEN'E ÇOK BAĞIMLILAR
Dünya
Kupası'nda son şampiyon İspanya'yı perişan ederek yarı finale kadar yürüyen ancak penaltılarla Arjantin'e elenen Portakallar, Hiddink'in önderliğinde tekrar köklerine, 4-3-3'e döndü ve yıldızlarına sorumluluk vererek sonuca gitmeye çalıştı. Böylece takımın tartışmasız en büyük yıldızı Arjen Robben'in bireysel becerilerine daha bağımlı hale gelen Hollanda, formsuz ve enerjisi düşük bir takıma dönüştü.
Gladbach maçında sakatlanan Arjen Robben'siz sahaya nasıl bir düzenle çıkacakları, nasıl oynayacakları şimdiden bir muamma.
SERT TAKIMLAR HEP ZORLADI
Dünya
Kupası sonrası resmi sınavlarda Çek Cumhuriyeti ve İzlanda karşısında sınıfı geçemeyen Hollanda, hazırlık karşılaşmalarında ise Meksika ve İtalya'ya boyun eğdi.
Bu maçlardaki ortak özellik takımların iyi duran top organizasyonlarına sahip olmaları, çok iyi alan kapatıp, rakip alanda kapılan toplarla ani kanat akınları gerçekleştirmeleri… Fatih Terim çok iyi bir seriyle gelip 2014 vizesini kaçırdığımız Hollanda maçında Caner Erkin'den faydalanamamıştı. Korner ve duran toplarda da zaaf yaşamaları hem iyi bir şutör hem de duran top üstadı
Hakan Çalhanoğlu'nu ön plana çıkarabilir.
BİR GÖRÜŞ
MURAT ÖZBOSTAN
Milli maçımız var!
Her
ülkede derbiler öncesi tansiyon yükselir, ülke derbinin sonucunu merak eder, 90 dakika oynanır, ertesi gün yorumu, analizi yapılır ve biter. Hele ki milli maç haftasına girilmişken. Evet, Kadıköy'de hikayesi çok bir derbi izledik, Emenike'den Emre'ye, Bilic'ten tribünlere yaz yaz bitmez ama nereye kadar. Hollanda ile kader maçına çıkacağız. Milli Takımı konuşan, tartışan yok. Kimin sayesinde? Son 48 saatte yayınladıkları videolarla, yaptıkları açıklamalarla ortalığı geren Beşiktaş ve Fenerbahçe yönetimleri sayesinde. İstiyorlar ki bu ülkenin spor sayfalarında hep onlar manşet olsun. Yıksalar, yaksalar, kötü gidişatta gündemi değiştirip taraftara şirin görünebilmek için ezeli rakibe saldırsalar. Hepimizin ağzında bir pas tadı var. Haydi Milli Takım desek kim inanır? Türk futbolu yokuş aşağı gidiyor. Bakın ben bu satırları yazdığım sırada bir haber geldi. Milli Takım'ın kamp yaptığı otele gelen 2 Beşiktaş taraftarı, Emre Belözoğlu aleyhine yazılar bulunan bir pankart açıyor. Bu çirkin ve küfürlü pankartı ay-yıldızlı takımın idman yapacağı yerde açılıyor. Biz hangi ruh haliyle Hollanda maçına çıkacağız?
MİKE VERWEİJ (DE TELEGRAAF)
ROBBEN 'SİZ ÖZGÜVEN KRİZİ YAŞANABİLİR
Bence
Hollanda, Dünya Kupası sonrası doğal bir düşüş yaşıyor. Kupada başarılı bir performans sergileyen birçok takım elemelerde zorluk çekiyor. Ayrıca teknik adam değişikliğinin de muhakkak etkisi var.
Disiplinli Van Gaal'in ardından, daha arkadaşça ve rahat bir yaklaşıma sahip olan Hiddink geldi. Oyuncular bu 'özgürlükle' başa çıkabilmiş gözükmüyor. Yine de üçüncülerin bile play-off şansı olduğu bir grupta elenmek çok zor bir iş! Robben, Hollanda'nın açık ara en iyi oyuncusu ve onun yokluğu Türkiye maçında takımı etkileyecektir. Eksikliği takımın özgüveni üzerinde de etki yapacak. Yine de oyuncular Türkiye'yi yenebilecek kaliteye sahip olduklarını söylüyorlar. Türkiye'nin de son dönemde iyi işler çıkarmadığını biliyoruz. Yine de bireysel anlamda iyi bazı Türk oyuncular var,
Hollanda dikkatli olmalı. 2 yıl önce Van Gaal, Amsterdam'da Türkiye'yi yenebildiği için şanslıydı çünkü o gün Türkler en az Hollanda kadar iyiydi. Hatta daha iyi bile diyebilirim! Takımın nasıl çıkacağına gelirsek, bence bunu Hiddink bile tam olarak bilmiyor. Orta saha ve hücum hattı tercihlerinde ciddi şüpheler var. Robben'in pozisyonu için opsiyonlarını idmanlarda deneyecek. Ondan sonra bir karar verecek. Eğer Dirk Kuyt fit olsaydı bence Hollanda adına çok değerli bir tercih olacaktı.
Wesley Sneijder ise takımın kaptanı olarak maça çıkacak. Hiddink, "Wesley'i seçtim çünkü takımın en tecrübeli oyuncusu" dedi son toplantısında ve bu konuda haklı.
BIYIKLI GÜNLERİNDEN UZAK!
Bundan
17 yıl önce Hollanda'ya Dünya Kupası'nda yarı final oynatan ve oynattığı futbolla büyük alkış alan Guus Hiddink, bıyıklarıyla ve başarılarıyla özdeşleştiği o döneme göre daha sorunlu bir deneyim yaşıyor. İzlanda ve Çek Cumhuriyeti'ne yenilen, hatta Kazakistan karşısında bile maçın bir saatini 1-0 geride oynayan Hollanda, enerjisi ve özgüveni düşük, kimliğini bulmakta zorlanan bir takım. Van Gaal'in hırsıyla ateşlediği bu kadro Hiddink'e aynı tepkiyi bugüne kadar verebilmiş değil. Kluivert, Cocu gibi oyuncularla başarıya koşan Hollandalı teknik adam eski günlerini arıyor.
ZORLAYAN RAKİPLERİ NELER DEDİ?
Gylfi Sigurdsson (İzlanda): Hollanda bizden daha çok topla oynadı ama biz çok çalıştık ve planımız harika işledi: Savun ve rakibi kontratakta yakala. Son 25 dakika uzun top yaptılar ama stoperlerimiz çok çok iyiydi.
Ilia Vorotnikov (Kazak stan): Zor bir maçtı, neredeyse bütün maç savunma yaptık. Kenardan Huntelaar gelince işimiz iyice zorlaştı.
Tomas Rosicky (Çek Cumhuriyeti): Teknik açıdan iyi oldukları için derinde pozisyon aldık, takım halinde kompakt durduk ve taktiksel bir maç çıkardık.
Kolbeinn Sigthorsson (İzlanda): Topu Hollanda'ya verdik ve hatlarımız arasına girmeye çalıştıklarında alanı daralttık. Defansif olarak çok iyiydik, hücumda da tehlikeli olduk.