İstanbul'da yaşayan 18 yaşındaki Serhat Tunçdemir, yaşadığı psikolojik rahatsızlıklar dolayısıyla terapi için özel bir hastanede Psikiyatri doktoru olarak görev yapan ünlü Dr. Fikret Hacıosman'a gitti. Hacıosman, Tunçdemir'e tedavi süreci başlattı ve bir süredir hastası olan Tunçdemir'e tedavi için ilaçlar yazdı. Tunçdemir ise, Hacıosman'ın kendisine yazdığı ilaçların iyi gelmediğini düşünmeye başladı. Bir gün okulda dersteyken izin alarak okuldan ayrılan Tunçdemir, Hacıosman'ın yazdığı ilaçların kendisine iyi gelmediğini, bu ilaçları kendisine vermeseydi daha iyi bir durumda olacağını düşünerek doktorunu öldürme kararı aldı. Okuldan ayrıldıktan sonra eve gidip babasına ait silahı alarak hastaneye giden Tunçdemir, güvenlik olmayan arka kapıdan hastaneye girdi, doktorunun odasına kadar ulaştı.
Doktoru Hacıosman'ın öğle yemeğinde olduğunu gören Tunçdemir, beklemeye başladı. Hacıosman'ın odaya gelmesiyle birlikte odaya giren Tunçdemir, doktorun dikkatinin telefonda olduğu bir anda üzerinde getirdiği silahı çekerek bir el ateş etti ve Hacıosman'ı öldürdü. Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinde sanık Tunçdemir hakkında, "tasarlayarak öldürme" suçundan dava açıldı. Mahkeme, Tunçdemir'i gerçekleştirdiği eylem dolayısıyla "tasarlayarak öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın "geçmişini, sosyal ilişkilerini, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarını, duruşmada gözlenen tutum ve davranışlarını" lehine takdiri indirim sebebi sayan mahkeme, cezayı müebbet hapse indirdi.
YARGITAY "TASARLAMA OLMAZ" DEDİ
Kararın istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gitti. İstinaf ise itirazları esastan reddetti. Bunun üzerine istinafın kararıyla ilgili olarak temyiz isteminde bulunuldu ve dosya Yargıtay 1. Ceza Dairesine geldi. Daire heyeti dosyayla ilgili olarak temyiz incelemesini tamamladı. Heyet, sanığın gerçekleştirdiği eylemin "tasarlayarak" değil, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle" işlendiği gerekçesiyle gerçekleştirildiğini gerekçe göstererek hükümleri bozdu.
Dairenin kararında, tasarlamanın oluşması için bir kimseye karşı belli bir suçu işleme kararının verilmesi, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında makul bir sürenin geçmesi, bu süre içerisinde sebat ve ısrar gösterilerek karardan dönülmemesi gerektiğine vurgu yapılarak, yaşanan olayda sanık Tunçdemir'in öldürme kararını ne zaman aldığı hususunun kesin delillerle ortaya konulamadığına yer verildi.
TASALAMA OLDUĞUNA DAİR YETERLİ DELİL BULUNAMADI
Kararda, sanığın, Hacıosman'ı öldürme konusunda karar verip bir plan yaptığına ve bu kararında sebat ve ısrar gösterip makul bir süre geçmesine rağmen kararından dönmediğine ve bu plan doğrultusunda Hacıosman'ı öldürdüğüne ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı kaydedildi.
"TASARLAMA OLMAZ, KAMU GÖREVLİSİNE GÖREVİ NEDENİYLE İŞLENMİŞ"
Sanığın tedavi süresince Hacıosman'ın kendisine yazdığı ilaçlardan ötürü daha kötü bir duruma geldiğini ve bu sebeple doktorunu öldürme kararını aldığının anlatıldığı kararda, şu ifadeler kullanıldı:
"Maktulün sanığa ilaç yazıp tedavi etmesi nedeniyle bir kamu görevi ifa ettiği ve bu nedenle sanık tarafından öldürüldüğü hususları bir arada değerlendirildiğinde, sanığın eylemini 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle' gerçekleştirdiği anlaşıldığından, Türk Ceza Kanununun 82/1-g maddesi ile uygulama yapılması yerine, suç vasfında yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm kurulması bozmayı gerektirdiğinden bozulmasına karar verildi." Türk Ceza Kanununun (TCK) 82/1-g maddesi, "kasten öldürme" suçunun "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle" işlenmesi hallerinde uygulanıyor. TCK'ya göre, bu suçu işleyen kişiler, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.