Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Coğrafya değişmez ama isimler değişir

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Latin Amerika gezisi dolayısıyla, Şili, Ekvador ve Peru'dan yapılan naklen yayınlarla Santiago, Quito ve Lima gibi başkentlerin isimlerini hatırladık. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekvador'un başkenti "Quito"da yaptığı konuşmada "İnka Uygarlığı"ndan söz etti.
İnka Krallığı...

Ama acaba kaçımız bu İnka Krallığı'nın 1200'lerden 1532'ye kadar bugünkü Kolombiya, Peru, Bolivya, Arjantin ve Şili'nin büyük kısmında hüküm sürdüğünü ve İspanyol fatihlerinin (Conquistatorlar) bu krallığa son verdiklerini hatırlamışızdır? İspanya Krallığı adına 1532'de kurulan "Peru Valiliği"nin hükümranlık alanı bugünkü Panama'dan, kıtanın en güney noktasına kadar ulaşmaktaydı. İnka Krallığı'nın başkenti şimdi Peru sınırları içinde bulunan "Cusco"ydu. Santiago, Quito ve Lima gibi kentleri İspanyollar kurdular.

İsim koyma merakı
O dönemde Latin Amerika'da kentleri kuran İspanyol fatihlerin ceplerinde eski İstanbul'un, yani "Konstantinopolis"in planları bulunurmuş. Yeni inşa edilecek kentlerin mükemmel olmaları için İstanbul model alınırmış.
Ortaçağlar ve sonrasında gerek Amerika'yı, gerekse Asya ve Afrika'yı işgal eden kolonyalist Avrupalıların ve torunlarının, ülkelere ve buralardaki yeni yerleşim merkezlerine isim verme konusundaki hevesleri hep dikkatimi çekmiştir. Bolivya'nın adı 1821'de İspanyol egemenliğine baş kaldıran Simon Bolivar'dan gelmez mi mesela?

Her şey değişir
Örneğin 6 kez ziyaret ettiğim Hindistan'da yolculuğa hep Bombay'den başlardım. Bu kentin adı artık "Mumbai"... Hint Okyanusu'na açılan adeta sonsuz uzunluktaki kumsalı ile hatırladığım Madras da, "Chennai" olmuş. Meğer "Bombay" adını da, "Madras"ı da Portekizli kolonyalistler koymuş bu kentlere. Mumbai ise Hintli tanrıça "Mumbadevi"den türetilmiş. Chennai de bu bölgede çoğunlukta olan Tamiller'in dilindenmiş. Delhi'nin orijinal adı "Dehli"ymiş... İngilizler kolayca söylensin diye bunu "Delhi" yapmışlar.

Rodezya'dan Zimbabwe'ye
Şimdiye kadar dünyada ziyaret ettiğim kentleri haritada gözden geçirmeye çalışırken, ne kadar çok kent adının değiştiğini görüp şaşırmıştım.
Ben Afrika'da "Salisbury" kentine ilk kez gittiğimde ülkenin adı da Rodezya'ydı... "Rodezya" adı Cecil Rhodes (1853-1902) adlı emperyalist milyarder İngiliz'den kalmaydı... Salisbury de (1830-1903) bir İngiliz Başbakanıydı. Sonra gittiğimde ülkenin adı "Zimbabwe" ve Salisbury ise "Harare" olmuştu.

Leningrad'dan St. Petersburg'a

Kendimi bildim bileli Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkentini de Pekin olarak bilirdim. Derken birden "Beijing" denilmeye başlandı. Meğer 1949'da Mao, başkent Pekin'in adının Kuzey Çin lehçesine uygun olarak "Beijing" diye telaffuz edilmesini kararlaştırmış.
Pekin ise Güney Çinlilerin ve yabancıların tercihlerini yansıtıyormuş.
Hatırlayın şimdiki St. Petersburg'un adının "Leningrad" olduğu günleri. Çar Deli (veya Büyük) Petro tarafından 1703'te Neva nehrinin kıyılarında kurulan kente önce Aziz Peter'in adı "St. Petersburg" olarak verilmiş... Birinci Dünya Savaşı sırasında şehrin adı "Petrograd"a çevrilmiş. Amaç "Burg" kelimesi yüzünden şehrin Almanya'yı çağrıştırmamasıymış...

Edo'dan Tokyo'ya

10 yıl sonra şehrin adı, Rus devriminin liderinin anısına Leningrad'a dönüştürülmüş. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1991'de yapılan referandumla ise şehrin adı yine St. Petersburg oldu. Sovyet devrimi sonrasında böyle isim değiştiren kentler (Stalingrad, Kaliningrad ) oldukça fazladır.
Mesela Japonya'da da iktidar "Shogun"lardan merkezi yönetimi temsil eden İmparator'a geçince adı "Körfez kapısı" anlamındaki "Edo" olan liman şehri ad değiştirip "Doğu başkenti" yani "Tokyo" olmuş.
Bu arada bizim de bu tür isim değişikliklerine yabancı bir toplum olmadığımızı hatırlamakta yarar vardır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA