Dün, Ankara'da gündem hayli yoğundu. Güne, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geleneksel yıllık değerlendirme toplantısı ile başladık. Ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödül Töreni'ni izledik. Sn. Cumhurbaşkanı gelmeden önce TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'la sohbet fırsatı bulduk. Binali Bey bizde, "İstanbul'a hazır" izlenimi bıraktı. Yakın zamanda yeni yaşını kutlamanın dinginliği yüzünden okunuyordu. Numan Bey ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte siyasetin 4-5 parti etrafında ama iki ana eksende şekilleneceğini söyledi. Yeni sistemin içselleştirilmesi ve oturması için en az bir parlamento döneminin geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Kamu yönetimi, yerel yönetimler ve kamu personel rejimine ilişkin çerçeve düzenleme ihtiyacını da birlikte değerlendirdik.
***
Tekrar sabah saatlerine dönecek olursak...
Devlet Bey'i
eskiye oranla daha özgüvenli gördük.
Cumhur İttifakı mayasının gerek tabanda gerekse devlette tutması, Sn. Bahçeli'yi memnun etmiş. Esasen, 2007'de bu millete yaşatılan Cumhurbaşkanı seçimi krizinden bu yana "
Devlet Bahçeli" ismi, siyasette birbirinden ilginç çıkışlarla kendini var ediyor, doğrusu netice de alıyor. 11. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün, Meclis zemininde seçiminin
önünü açan Sn. Bahçeli idi... O dönem Başbakan olan
Tayyip Erdoğan'ın ameliyatı sırasında,
acil şifa dileyen ve siyasi kaos
yaşanmaması adına, iyileşip görevinin
başına dönmesini
temenni eden de Devlet
Bey olmuştu. Kuşkusuz,
FETÖ'nün 17-25 Aralık
yargı ve emniyet darbe
girişimi ve çözüm süreci
döneminde MHP yönetiminden,
Erdoğan'a
ve AK Parti'ye sert sözler
de yönelmişti. Lakin
günün sonunda "
devlet aklının ağır bastığı"
hamleler ardı ardına geldi. 2013 yazındaki Gezi olaylarında MHP'lilerin sokağa dökülmesine set çeken Devlet Bey'di. Haziran 2015 seçimlerinin çıkardığı koalisyon tablosuna, HDP destekli zoraki Başbakanlık formüllerine de kapıyı kapatan Bahçeli, 1 Kasım 2015'te siyasi istikrarla sonuçlanan seçimin yapılmasını da sağlamıştı. 15 Temmuz hain darbe girişimine keskin bir tavırla karşı çıkması, 7 Ağustos Yenikapı Ruhu'nu sahiplenmesi, 16 Nisan 2017'deki anayasa referandumunda inisiyatif alması, Cumhur İttifakı modelini teşvik etmesi, 24 Haziran 2018'deki erken seçime kapı aralaması Bahçeli'yi ilgi çekici kıldığı kadar "
gizemli" hale de getirdi.
Tam da bu nedenle 31 Mart 2019 seçimlerini özellikle önemsemek, muhtemel siyasi sonuçlarının devlet yönetimine tesirini doğru okumak ve Sn. Bahçeli ile birlikte yol yürürken hep birkaç adım sonrasını da düşünmek gerekiyor.