Futbolda "Takım ruhu" ne kadar önemliyse teknik direktörlükte de "Ekip ruhu" o kadar kıymetlidir. Türkiye'de görev yapan teknik heyetlerin ekibi ve yardımcı olarak adlandırılan bu hocaların etkisi hep tartışılır. Oysa Avrupa'da firma olmuş teknik direktörleri hep ekibi sırtlar.
Chelsea, Mourinho ile Şampiyonlar Ligi'nde iki kez yarı finalde elenmişti. Hocalığı tartışılan İsrailli Avram Grant ile devler liginde finale çıktı. Chelsea kupayı kazanırsa zafer fotoğrafının başında Grant olacak. Bizde, "Her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır" sözü hep dile getirilir.
Grant'ın başarısının da arkasında Ekim'de yardımcılığına Ajax'tan getirilen Henk Ten Cate var. Çünkü Grant görevi Mourinho'dan aldığında Chelsea bocalamıştı. Cate geldikten sonra Chelsea toparlandı; ligde Manchester ile şampiyonluğun ortağı oldu. Şampiyonlar Ligin'de de finale çıktı.
Henk Ten Cate, geçen sezon şampiyonluğu son haftada PSV'ye kaptıran Ajax'ın hocasıydı. Cate iyi bir taktisyen. Barcelona Paris'te Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanırken Cate, Frank Rijkaard'ın yardımcısıydı. Avram Grant, Cate'nin akıl hocalığı ve bilgisi sayesinde vitrine çıktı.
SAPLANTIDAN KURTULMALI
Chelsea ile Premier Lig'de yarışan ve Devler Ligi'nde final oynayacak olan Manchester United'ın başarısında da sadece Alex Ferguson yok.
1991'de Figo'lu, Xavier'li altın jenerasyonu yaratan yardımcısı Carlos Queiroz'un da payı büyük.
Bu yüzden ülkemizde de birinci adam olarak takım yöneten hocalar hiç bir komplekse girmeden bilgili ve akıllı yardımcılarla çalışmalı ve "Herşeyi ben bilirim" saplantısından sıyrılmalı.