Son 5 yılı kesintisiz olmak üzere 9 yıldır Kaleiçi'nde yaşayan Alman Rutz Welz, yerli halktan biri gibi kabulleniliyor. Yeni doğanların okula başlamasına tanıklık eden, ilk geldiğinde genç olanların düğünlerine katılan Welz, mahalle esnafında veresiye defteri açtırabiliyor.
TÜM KAPILAR AÇIK
Kaleiçi'ni Antalya'nın göbeğindeki bir köy sayan Welz, burayı Almanya'daki çocukluğunu yaşadığı yere benzetiyor. Almanya'da günümüzde çocukların sokaklarda oynamadığı, komşuluk ilişkilerinin kalmadığını anlatan Welz, "Alman kimse kimseyle konuşmuyor. Bahçesi olan bile duvar örüyor. Buradaki gibi paranız yetmediğinde sonra verirsin diyen esnaf da yok. Kaleiçi'nde herkes beni tanıyor. Tek başıma yaşıyorum ama yalnız değilim. Çünkü tüm kapılar açık" diyor.
SICAKLIĞA ALIŞTIM
İlk geldiğinde Kaleiçi'nin cazibesine kendini kaptırdığını, iklimi, parka, kent merkezine ve denize yakınlığıyla eşi benzeri olmadığını vurgulayan Welz, "Nürnberg'de de bir Kaleiçi var. Ama orada hala kar yağıyor. Antalya'nın iklimine alıştım. Orası çok soğuk" şeklinde konuştu. Köpeği Fındık ile çok sakin bir hayat geçirdiğini söyleyen Welz, "Eskisi gibi erken kalkmıyorum. Kapımın önünde kahve içiyorum. Mahalleliyle sohbete diyorum. Akşam olunca da arkadaşlarımın eğlencelerine eşlik ediyorum. Artık hep bunları yapmaktan sıkıldım. Ama Almanya çok daha sıkıcı" diyor.