Evet, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, 4.5 yıllık görevi süresince iki şeye üzülmüş… Birincisi; seçim sonrası belediyedeki devir teslim töreninde eski Belediye Başkanı
Menderes Türel'in "Yuh yuh" şarkısı eşliğinde uğurlanmasına,
Akaydın bey, anormal derece üzülmüş! Özetle, olayın kendi kontrolü dışında geliştiğini vurgulamış ve "Bana mal edildi silmem mümkün değil. Her şeye rağmen ben sivri dilli, Kızılderilice
'çakal dilli' bir adamım. Ama uygarlık sınırları dışına çıkmamaya çalışırım" ifadelerinde bulunmuş.
Gelelim başkanın
ikinci üzüntüsünün sebebine… Çakal dilli hafif kırmızı yüzlü başkanın
(malum Kızılderililerin yüzleri kırmızıya çalar ya ondan öyle nitelendirdim, yoksa altında başka neden aramayın) ikinci üzüntüsü de, yine eski Başkan Menderes Türel hakkında bir gazeteye verilen
ilandan dolayıymış.
Bunun için
tazminat ödediğini de belirten Akaydın, olayın
bilgisi dışında gerçekleştiğini belirtmiş, siyaset sitiline hiç yakışmadığını vurgulamış.
Şimdi iki şık var; biri tüm olanlardan 'çakal dilli'nin
haberi var, ikincisi de dediği gibi hiçbir şeyden
haberi yok. Geçen 4.5 yılı düşünürsek, Akaydın'ın tavrı, duruşu, söylemleri, doğruları saptırma yeteneği ve eylemleri şahsen beni bu olaylardan
'çatal dilli'nin haberi olmaması mümkün değil, düşüncesine sevk ediyor. Ne zaman gerçeği ne zaman doğruları söylemediği bir türlü çözülemiyor. Dolayısıyla
, inanmak zor… İkinci seçenek daha da
vahim… Bizim 'çakal dilli' adaylık sürecinde, kendisinin
kontrolü dışında bazı gelişmelere dem vuruyor ve haberi olmayan işlerin gerçekleştiğini itiraf ediyor. Düşünün, bir belediye başkan adayısınız ve seçim kampanyanızdan haberiniz yok.
Bir takım adamlar istediği gibi at koşturuyor, gazetelere sizin adına ilanlar veriyor ve tüm bunlardan sonra
"Bilgim dışında gelişti" diyorsanız, sizin orada ne işiniz var diye sorarlar. Hatta
kukla benzetmesi dahi yapabilirler.
Ve
"Yuh yuh" meselesi… Zamanında
Hasan Subaşı seçimi kaybetti,
Bekir Kumbul uğurladı, Kumbul kaybetti
Menderes Türel uğurladı ama hiçbirinde de ne şarkı, ne türkü söylendi seçimi kaybeden başkanlar
edebi ile araçlarına bindirilip evlerine gönderildi.
Ancak 'çatal dilli'nin temsil ettiği
CHP zihniyeti bir ilke imza attı ve belediye tarihindeki tüm uğurlamalarda olmayan bir şey; ses düzeni belediyenin önüne konuldu. Salondaki devir teslim töreni sona erince 'çatal dilli' Türel'i uğurlarken, Allah'ın hikmetine bakın başka şarkı bulamadılar da "Yuh yuh" şarkısı çalınmaya başlandı. Yine adama sorarlar; sen nasıl bir belediye başkanısın, uğurlama töreni hazırlıklarından hiç mi haberin yok, hiç kimse sana yol, yordam göstermedi mi diye… O zaman şu ortaya çıkıyor, demek ki, 'çatal dilli' uğurlama esnasında sadece bir figürden ibaret, tebası ne diyorsa o oluyor.
Yazık ki, ne yazık!