Geçtiğimiz hafta ABD'li basketbolcu Danny Granger Twitter sayfasında Türklerin kötü koktuğundan şikâyet etti. "Şaka yapmıyorum, ölü eşek gibi kokuyorlar," yazdı. Haziran ayında Sonisphere Festivali kapsamında ülkemize gelen Amerikalı rock grubu Alice in Chains de tıpkı Granger gibi koku probleminden şikâyetçiydi. İçimizden hemen karşı sesler yükseldi: "Esas Amerikalılar kendilerine baksın," diyenler, "Türklerin teri ilaçtır," diye tezler ortaya atanlar oldu. Üniversiteyi Miami gibi oldukça sıcak bir şehirde okumuş biri olarak, Amerikalıların kötü kokan birine nasıl tepki verdiklerini bizzat gözlemleme şansım oldu. Kötü kokan birini ikaz etmek ayıp karşılanmazdı. Esas ayıp olan, kötü kokmaktı. Ama maalesef bizim toplumumuzda durum tam tersi. Oysa birine kötü koktuğunu kibarca söylemek, belki ilerisi için de o kişinin sosyal ve iş hayatındaki başarısında etkili olabilir. Ama kötü koku sadece onların değil maalesef gündelik hayatta hepimizin karşı karşıya kaldığı bir durum. Toplu taşıma araçlarında yer değiştirmek, kuaförde saçımızı yaptırırken nefesimizi tutmak zorunda kaldığımız durumlar olabiliyor. Siz hiç mi gittiğiniz restorandan, garsonun kötü kokusu yüzünden yemeğinize dokunmadan dışarı çıkmak zorunda kalmadınız? Havalar sıcak. Özellikle belli meslek gruplarında çalışanlar için terlememek mümkün değil. Ama tek terleyenler de elbette Türkler değil. Ama veriler açıkça ortaya koyuyor. İngiltere'de kişi başı yıllık 11 avro olan deodorant tüketimi Türkiye'de 1 avrodan bile az. Dermatologlar, "Terleme engellenemez bir problem değil," diyor. Duşumuzu alır, doğru deodorant kullanırsak kokmayacağımız aşikâr. Çok fazla terleyenler içinse botoks gibi medikal estetik çözümler var. Örneğin daha önce Nişantaşı'nda kebap salonu açan Kemal Koç, terleme ve kötü koku probleminin önüne geçmek için çalışanlarına botoks yaptırtmıştı. Hangi yöntemi seçersek seçelim artık birini doğru uygulayalım da ülkemize gelen yabancılar kötü kokumuzdan bahsedeceklerine, 'Mis kokulu Türkler' de
Kokuyu önlemenin çareleri
- Her sabah duş almak önemli. Eğer, çok terleyen bir yapıya sahipseniz günde birden fazla duş almalısınız.
- Deodorantla ter birleşince ortaya daha da kötü bir koku yayılabiliyor. Bu yüzden deodorantı temiz cilde uygulamak şart.
- Duş sonrasında giyilen kıyafet kirliyse, koku kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden aynı gömleği iki kez üst üste giymemek gerekiyor.
- Çok terleyenler ya da yüksek performans gerektiren işlerde çalışanlar, yanlarında deodorant taşımalı.
- Kalıcı çözüm için czanelerde satılan, alüminyum klorit içeren tıbbi deodorantlardan kullanabilirsiniz. Maxim ve Dr Günay bu tarz deodorantlara örnek. Maxim'in eczanelerdeki fiyatı 60 TL. Dr. Günay ise 30 TL.
Duş alın be kardeşim!
(3 Haziran 2006 tarihli aynı başlıklı yazısından.)
"Havalar ısındı, kâbus başladı! Üzgünüm, dayanamayacağım yazacağım artık! Böyle nahoş bir konuya girmek istemezdim ama... Türkiye'de, iyi niyetli bir tahminle, üç kişiden biri ter kokuyor! Böyle! Gerçek bu! Taksiye, otobüse binmemek, kalabalığa karışmamak, restorana gidip garsondan bir şey istememek, hatta çalışma arkadaşlarının bazılarıyla arasına 3-4 metre koymak istiyor insan! Acı ama gerçek! Ter kokuyoruz! Ben, sen, sizin aileniz kokmuyor belki! Ama birileri kokuyor ve yaz ayları kâbus haline geliyor! İşin vahim tarafı, kokmayanların yaşadıkları! Ter kokan, kollarını sallaya sallaya, memnun mesut dolaşıyor! Rahat, tasasız! Kokuyu çekenler endişeli, mutsuz, rahatsız!"
Nasıl uyarabilirsiniz?
- Ter kokan biriyle aynı işyerinde çalışıyor ve onu incitmeden uyarmak istiyorsanız, ilk yöntem sahte bir adla alacağınız e-mail adresiyle atacağınız e-mail. Arkadaşınıza temizliğin önemini bu emaille anlatabiliriniz.
- Ofis arkadaşınızı masasına bırakacağınız imzasız bir notla da uygun bir dille uyarabilirsiniz.
- Gazete ve TV'lerde yapılacak uyarıcı ve eğitici yayınlar da ter kokusuyla baş etmenin bir diğer yöntemi olarak düşünülebilir.
Ofis ortamında çalışanlar da isyanda
Melis Çalapkulu, Editör
"Ben çevremdekileri rahatsız etmemek için her gün duş alıyorum ve deodorant kullanıyorum. Sadece sabahları deodorant kullanmak yeterli gelmiyor üstelik. O nedenle deodorantımı yanımda da taşıyorum. Bugüne kadar da kimseden böyle bir şikâyet almadım. Koku, engel olunamayacak bir sorun değil. Çok ağır ter kokan insanların her gün, hatta iki günde bir bile duş aldıklarına inanmıyorum. Kimse 'Param yok,' edebiyatı yapmasın lütfen. Bu, parayla olacak bir iş değil. Bu insanın kişisel temizliğine ne kadar önem verdiğiyle ilgili bir şey
Erkan Sevenler, Fotoğrafçı
"Ter, sadece yoğun bedensel efor sarf edenler için olası bir durum sayılamaz. Bence yeme içme alışkanlıkları ve belki de genetik özellikler bile etkili olabilir. Belli meslek grupları ter kokmamak için daha çok zorlanabilir. Uzun saatler yoğun olarak çalışanlar gün içinde de duş alma fırsatı bulamıyorlarsa yanlarında deodorant taşımalı. Günümüzde bu ürünlerin pek çoğu anti bakteriyel özellikleri ile çevremizdeki insanları rahatsız etmemizi önleyebilir. Ter kokmanın en kötü yanı insanın ter koktuğunu bilmemesi bence."
Parfüm gibi üzerimize sıkıyoruz
İngiltere'de kişi başına yıllık ortalama 11 avro olan deodorant tüketimi Türkiye'de 1 avrodan bile daha az.
Brezilya'da deodorant pazarı bizimkinden sekiz kat daha büyük.
Türkiye'de her 100 aileden 33'ü yılda sadece bir adet deodorant alıyor.
Türkiye'de deodorant kullanmayan kişilere neden kullanmadıkları sorulduğunda alınan en yaygın cevap "Ben terlemem ki," ya da "Benim terim kokmaz." oluyor.
Deodorant kullanıcılarının neredeyse yarısı deodorantın nasıl kullanacağı konusunda yanlış bir yol izliyor. Deodorantı parfüm yerine kullanarak, kıyafetlerinin üzerine uyguluyorlar.
Sayfadaki istatistikler Unilever'in yaptığı araştırmadan alınmıştır.
Dünyada deodorant kullanımı yaygın
Avrupa'da her 100 kişiden 80'i
Kuzey Amerika'da her 100 kişiden 95'i
İngiltere'de 100 kişiden 85'i
Asya'da 100 kişiden 7'si deodorant kullanıyor.
Deodorant kullanımında ülkeler bazında birinci sırada İngiltere geliyor. İngiltere'yi Arjantin, Almanya, Şili ve ABD takip ediyor. İngiltere'de bir kişinin deodoranta bir yılda harcadığı miktar ortalama 11 avro. Arjantin'de ise bu miktar, ikinci sırada yer almasına rağmen 8 avro. Deodorant kullanımı konusunda ilk beş ülkeye bakıldığında, iki ülkenin Avrupa'dan, diğer üç ülkenin de Kuzey ve Güney Amerika kıtasından olduğu görülüyor.