FEYZA'NIN HAYATI BANA ÇOK UZAK
- Tiyatro oyunu atv'deki diziyle aynı döneme denk geldi. Diziyi izlediniz mi?
- Ö. S: Büyük bir tesadüf oldu, ekip bu oyunun hazırlığına iki yıl evvel başlamıştı. Diziyi izledim, beğendim, güzel bir proje. Tiyatro ve dizi ayrı kulvarlar, birbirimize rakip değiliz (gülüyor).
- Başörtülüsünüz, oyunda Feyza karakterini canlandırırken zorlandınız mı?
- Ö. S: Birinci perdedeki Feyza'nın hayatı, düşüncesi, aşkı, hırsı bana çok uzak. Bir oyuncu olarak onu hissetmek, o formata dönüşmek durumundasınız. Sonuçta başörtülüyüm ve kendim gibi olanları hor görmem gereken bir rol. Biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim, ama onu hissetmeye çalıştım. Oyunculuğumu ispat edebileceğim rollerden biridir bu. Yoksa her rolü rahatlıkla canlandırabilirim; komedi ya da katil, hırsız gibi roller olsa bu kadar zorlanmazdım.
- İnancınız sanatınıza nasıl yansıyor?
- Mert Abidin Yerli (oyuncu): 10 yıldır sahnelerdeyim, her türlü rolü oynadım. Ama aşkı anlatmak için dokunmak, sarılmak ve illa tenin tene değmesi gerekmez. Aşkı, sadece bir bakışta da anlatabilirim. Hikayeye bakarım; kişiliğimi, onurumu zedelemeyecek bütün karakterleri oynayabilirim.
- Sema Keleş: Başörtülü olduğumuz için sahnede her kostümü giyemiyoruz ve her mizahseni yapamıyoruz. Bu bir noktada oyunculuğunuzu sınırlıyor, ama içinizde tiyatro yapma arzusu varsa, başörtüsü tiyatro yapmayı engellemiyor.
- Y. A: Sanatçı sıfatı taşıyan kişinin rol tercih etmemesi gerektiğine inanırım. Psikopat, deli, cani de olabilirim. Ama Türkan Şoray kanunları gibi olmasa da benim de kriterlerim var; öpüşme, sevişme olan ve içki içilen sahnelerde oynamam. Oynadığımız karakterdeki küçük detaylarda inancımızdan kaynaklı kriterlerimiz var.
- Muhafazakar tiyatrolarda oyunlar seyircinin talebine göre mi belirleniyor?
- Y. A: Biz seyirci kitlemizi iyi tanıyoruz. Sonuçta muhafazakar bir kesime hitap ediyoruz. Dolayısıyla muhafazakarları etkileyecek, düşündürecek veya eğlendirecek konuları tercih ediyoruz.
- Ö. S: Ailece güvenle izleyebilecekleri bir tiyatro sergiliyoruz. Dini hassasiyetlere dikkat ediyoruz.
- Peki, nasıl bir değişim yaşanıyor?
- Ö. S: Son yıllarda muhafazakar tiyatrolar çoğalmaya başladı ve yeni tiyatrolar da kuruluyor. Biz özümüzü, adetlerimizi, törelerimizi, kendi yaşam biçimimizi anlatıyoruz; insanlar kendilerini izlemek istiyor. Dindar seyirci, kitaplar üzerinden uyarlanan oyunlara çok ilgi gösteriyor. Aslında muhafazakar tiyatro halkın beklediğini veriyor. Mesela bir oyunu 12 defa izleyen bile var. Neden? Çünkü tiyatroyu sevdiler. Oyuncu olmak istiyenlerin sayısında artış da var.
MANEVİ DEĞERLERİ SAHNEYE TAŞIYORUZ
İstanbul Dünya Sahnesi Genel Koordinatörü Kemalettin Caymaz:"2004'ten bu yana Fedakarlık, Gurbet, Özlenen Çanakkale Ruhu ve Bekçi Murto gibi birçok oyun sahneledik. Yeni sezonda Şirket adlı bir oyunumuz var; askeri darbeleri kara mizah ile anlatan bir komedi oyunu bu. Anadolu'nun milli ve manevi değerlerini ön planda tutarak yeni özgün oyunlar sergilemeyi amaç edindik. Klasik ve çağdaş modern yazarların en popüler eserlerini de yansıtıyoruz. Sahnelerimiz dolup taşıyor."
CİDDİ BİR SANAT ALICISI OLUŞTU
Tiyatro Külliyen Genel Sanat Yönetmeni Osman Doğan: "2005'te kurulduk, Mevlana Narı Aşk, Çanakkale Yalnız Cephe sahnelediğimiz oyunlardan. Bu sezondaki Kızıl'a Yeşil oyunu dünya görüşleri birbirine ters iki arkadaşın aynı evi paylaşmasıyla başlayan keyifli bir hikaye. Ahlaka aykırı olmadan hayatın içindeki her şey oyunlarımızda yer alıyor. Muhafazakar camiada son yıllarda ciddi bir sanat alıcısı oluştu. Gençler çok ilgili. Özel tiyatroların çabaları izleyicinin de artmasına sebep oluyor. Ömründe hiç oyun izlememiş bir dedeyi de güldürebiliyorsak ve kendimizi izlettirebiliyorsak ne mutlu."
DİNDAR GENÇLERİN TİYATROYA İLGİSİ ARTTI
Vav Sanat Genel Sanat Yönetmeni ve oyuncu Burak Tarık:"2010'da kurulduk. Vav Sanat olarak birtakım milli manevi sorumluluklar taşıyoruz. Sürgün, Hicret ve Gurbet gösterisini ve Suni Teneffüs adlı oyunu sahneledik. Bu sezondaki Müdafaa oyunumuz 1953-1973 arasındaki dönemin baskıcı rejimi altında inleyen birçok inançlı insanın avukatlığını yapan Bekir Berk'in hayatını konu alıyor. Metin için iki yıl çalıştım. Türkiye'de çok alışıldık olmayan belgesel tiyatro formunda oyunumuzu sahneleyeceğiz. Son 10 yılda oyuncu olmak isteyen dindar gençlerin sayısında da artış var."
EKİBİMDE BAŞÖRTÜLÜ OYUNCU VAR
Fatih Sanat'in Genel Sanat Yönetmeni Aydemir Gültekin: "2009'da kurulduk. Gül Devri, Mum Işığı, Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi, Çanakkale'de Al Yazmalı oyunlardan birkaçı. Yeni sezonda yazıp, yönetmenliğini üstlendiğim Elif adlı oyun, okuyabilmek için babasına ve çevre baskılarına dayanmaya çalışan genç bir kızın hikayesi. Eğer ekibime bir oyun oynatıyorsam, bunun kültürel, milli ya da manevi değerler taşımasını tercih ediyorum. Bizim gibi ekipler eserler verdikçe, muhafazakar kesim de salonlara gelmeye başladı. Oyunlarımızı dolu salonlarda sahneliyoruz. Özellikle mutaassıp aileler oyunu seyrederken utanmadan, sıkılmadan oyun seyrettikleri için mutlu oldu. Sadece izleyici olarak değil, oyuncu olarak da sahneye çıkmaya cesaret ediyorlar; ekibimde iki oyuncum başörtülü olarak tiyatro yapabiliyor."
DAMLA KAYAYERLİ