Bundan 54 yıl önce Fransız yazar Boris Vian, bir sinema salonunda kalp krizi geçirerek öldü. 39 yaşındaki yazar, son nefesini vermeden önceki anlarda romanından uyarlanan
Mezarlarınıza Tüküreceğim filmini seyrediyordu. Biyografi kitapları, Vian'ın filmden nefret ettiğini, ölmeden önce yapımcılara ağız dolusu küfrettiğini yazıyor. Şayet Vian, yaşayıp bugünleri görse ve Michel Gondry'nin
Günlerin Köpüğü filmini seyretseydi, herhalde daha farklı bir tepki verir, hatta romanını sinemaya uyarlayan Gondry'ye sarılıp ona teşekkür bile ederdi. Lakin 125 dakikalık film sona erdiğinde, insanın aklında kalan düşünce: "Bu roman başka türlü sinemaya uyarlanamazdı," oluyor. Hani "Bu rolü Al Pacino'dan başkası oynayamazdı," misali bir düşünce. Vian mezarında rahat uyusun: Eseri emin ellerde çünkü.
BJÖRK KLİPLERİNDEN VIAN UYARLAMASINA
Günlerin Köpüğü 1947'te yayımlandığında Fransa'daki edebiyat ortamına hâlâ varoluşçular, Andre Gide gibi eski kuşak yazarlar ve Fransa'nın savaşta Nazilerle işbirliği üzerine kafa yoran düşünürler egemendi. Zengin ve müzisyen bir aileden gelen Vian'a bugün bakınca, onun bu yazarlarla kendisinden sonra gelen Beckett, Duras, Robbe-Grillet, Butor gibi 'yeni romancılar' arasında bir yere sıkışıp kalmış olduğunu fark ediyor insan. Vian'ın gençlik yıllarındaki hali de zaten akla tipik bir yazarınkini getirmiyor. Her gece partiler, konserler organize eden, kitaplardan çok kendini caz müziğine adamış bir figür Vian. Bu partilerden birinde ileride karısı Michelle'i elinden alacak filozof Jean-Paul Sartre'la tanışıyor. Sartre, Gondry'nin
Günlerin Köpüğü uyarlamasının da en önemli figürlerinden biri. Jean-Sol Partre adıyla filmin pek çok yerinde arzı endam eden bu filozofun Heidegger, varoluşçuluk ve siyaset üzerine söylevleri, Vian'ın rasyonalizmden çok farklı telden çalan romanlarının da bir antitezi gibi. Kendisi de müzikle alakalı, Björk'ten Massive Attack'e pek çok grup ve şarkıcının kliplerini çeken,
İçgüdü ve
Sil Baştan gibi filmlerin yönetmeni Michel Gondry uyarlamasına bize Colin'i tanıştırarak başlamış: Evinde uşağı, cebinde parası, mutlu bir hayat yaşayan biri Colin. Sonra onunla bir köpeğin doğumgünü partisine gidiyor, görür görmez âşık olduğu Chloe ile ilişkilerini seyretmeye koyuluyoruz. Birlikte (kelimenin gerçek anlamıyla) bulutların üstüne çıktıkları günler geçiriyorlar. Aşkları kitaptakinin görsel karşılığı bir üslupla resmediliyor. Vian gerçekçi edebiyatın tekniklerine karşı ne kadar tahammülsüzse, Fransızcayı nasıl bir caz müziği enstrümanı gibi kullanıyorsa, Gondry de her eşyanın kendi hayatını yaşadığı, nefes alıp öldüğü bir film yaratmış. Odalar küre şeklinde, kapı zilleri ortalıkta koşturan kırkayaklardan farksız ve bu dünya
Alis Harikalar Diyarında'nın çok daha oyuncaklı, insanı ağzını açık bırakan bir çeşitlemesine benziyor. Karakterlerin yolda yürüyüp evlerine ulaşmadığı, kaldırımda birkaç adım atıp binaların içine fırlatıldığı bir âlem bu. İnsanların bütün fizik kurallarını ihlal eden dans figürleri yaptığı, her sahnede çevrelerine ışıltılar saçtığı bir paralel evren.
KIYMETİ BİLİNMEYEN ROMAN
Günlerin Köpüğü, yayımlandığında kimsenin yüzüne bakmadığı bir romandı. Lakin Vian öldükten sonra biraz ilgi çekmiş, bizde Tanpınar'ın akıbeti gibi uzun seneler sonra tekrar keşfedilmişti. Anglosakson dünyada bugün hâlâ az biliniyor, az okunuyor: Filmin İngilizce başlığının
Mood Indigo olmasından bile belli bu. Vian bizim kültür dünyamızda ise ince de olsa iz bırakmış bir yazar: 1990'lardan beri
Yüreksöken'den
Pekin'de Sonbahar'a, Vian kitaplarını çevirip basan yayıncılar ve bu romanlara kutsal kitap muamelesi yapan tutkulu okurlar var.
Günlerin Köpüğü'nün başrollerindeki Audrey Tautou ile Romain Duris'nin filmin ışıltılı buluşları, kostümleri ve renkleriyle baş edebilecek kadar ışıltılı olup olmadıklarına karar vermek izleyiciye kalmış. Filme hazırlık için, hayatı boyunca çok sık geçim sıkıntısı çekmiş Vian'ın sözlerini yazdığı
Le deserteur şarkısını dinlemeniz hararetle önerilir.
Monsieur le president Fransız cumhurbaşkanına seslenerek başlayan, mealen "Sizin savaşınız için ölmeye niyetim yok," diyen şarkı, Vian'ın hayatı boyunca ölümle arasındaki çetrefilli ilişkiden de izler taşıyor.
Günlerin Köpüğü'nün ciğerine zehirli bir nilüfer yerleşen Chloe'sini seyrederken çocukluk yıllarında tifoya yakalanan, hayatı boyunca hastalıklarla mücadele eden ve bu dünyadan henüz 39 yaşındayken göçüp gitmiş bu benzersiz yazardan hayır dualarınızı esirgemeyin.