Kimi
onun dobralığını seviyor, kimi hoyratlığını... Bayağı ve kaba bulanlar da çok fazla. Neticede tartışmalı bir sinema karakteri Recep İvedik. O Recep İvedik ki, beyazperdede arzıendam ettikten altı yıl sonra dördüncü macerasıyla yeniden karşımızda. Peki kimdir bu Recep İvedik? Bu karakter neden bu kadar ilgi görüyor ya da tepki görüyor? Aslına bakarsanız dört filmlik seri sonrasında onun portresini çizecek kadar elde veri oluştu. İstanbul Güngören'de yaşayan, tembelliğinden dolayı okumayı tercih etmemiş, çalışmayı genetik olarak benimsemeyen (ama patronluğu seviyor), yeri gelince küfreden, yeri gelence balgam çıkarıp yere tüküren, seksist, önemsenmek isteyen, gösterişi seven bir komik zat. İnternet ve PlayStation gibi teknolojik gelişmeler onun belki de en hakim olduğu alan. Facebook mu, mail dünyası mı dersiniz hepsinden haberi var. Çoğu alt sınıftan gelen komedi karakteri gibi üst sınıfın kibrine tepkili. Hor görülmeye katlanamıyor. Ama kendi fırsatını bulunca başkalarını horlamaktan geri durmuyor.
BAM TELİNE BASILMASIN
Zaman zaman insani özellikleri ortaya çıkabiliyor. Sevdiği, yardımsever olduğu, başkalarının hakkını aradığı da oluyor. Ama "Agresifim ve kompleksliyim" demesi onun kişiliğini ele veriyor. Bam teline basıncı da agresifleşiyor ve hatta zaman zaman saldırganlaşıyor. Ama zaten Recep İvedik karakterini ortaya çıkaran unsur, anormallikler. Sapla samanın birbirine karıştığı, değerlerin alt üst olduğu, yay gibi gerildiğimiz bir dönemin yarattığı bir karakter o. Hoyratlığın, vasatlığın prim yaptığı günümüz dünyasında Recep İvedik de bunların sinemadaki karşılığı gibi görünüyor... Ama gülmek de ihtiyaç işte. Katıla katıla gülmek istiyor insanlar bu anormallikler dünyasında. Belki de her taraftan yükselen öfkeli sesler arasında hayata bir es vermek istiyorlar. Recep İvedik de bu anormal hayatın koridorlarında anormal bir karakter olarak oraya buraya çarparak, kaba komedi ve tuvalet komedisi arasında git-geller yaparak macerasını yaşıyor. Belki üst sınıfın kibrine, o sınıfın değerlerine karşı çıkışları, kural tanımazlığı kimi seyircilere iyi geliyor. O da bu gazla kendini 'halk kahramanı' ilan edebiliyor. Ama temelde anlık reflekslerinin sistematik bir karşı çıkış olduğunu söylemek de zor. Halk kahramanı olarak halkla ilişkisi aslında yanar döner. Bir sahnede mağdur edebiyatına sığınıp kendini halk adamı ilan ederken, diğer sahnede o halkı kaba bir şekilde eleştirdiği de görülüyor. Ki bunu son macerasında net bir şekilde gösteriyor.
O ŞİMDİ ISSIZ ADADA
Recep İvedik 4, anti-kahramanımızın mahalleli çocukların rahat rahat top oynadığı araziye bina dikmeye kalkışan girişimciye kafa tutmasıyla başlıyor. Bu kafa tutuş onu ıssız bir adada düzenlenen bir yarışmaya sürüklüyor. Çocukların gönlünü hoş edeyim derken, yarışmadaki akranlarına dünyayı zehrediyor. Üçüncü macerasında biraz ehlileşme emareleri gösteren, hayatın farklı alanlarına girip çıkan ve bulunduğu ortamlardaki absürtlüklerden komedi çıkarmaya çalışan İvedik, son macerasında tuvalet mizahına daha fazla sığınıyor. Kendi maceraları içerisinde en vasatını yaşıyor belki de... Velhasıl Recep İvedik bir vaka. Ne tu kaka edilip yok sayılacak bir komedi karakteri ne de insanların bağrına basıp göklere çıkarılabileceği bir kahraman. Zamanın tuhaf bir yansıması...