Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçler, ülkenin ikinci büyük kenti Halep'te muhalif kuvvetlerle kıyasıya bir savaşa girdi. Şimdiye kadarki en kanlı ve kapsamlı çatışmaların meydana geldiği kentte, Esad birlikleri taş üstünde taş bırakmamacasına operasyonlarını sürdürüyor. Kentin batı yakasında muhaliflerin yoğunlukta bulunduğu birçok mahalle karadan tanklarla, havadan da helikopterlerle ablukaya alınırken, sokak çatışmalarının bütün şiddetiyle devam ettiği bildiriliyor. Çatışmalarda en az 90 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Muhalifler, ordunun uluslarası hukukun yasakladığı misket bombalarını kullandığını açıkladı. Ülkenin ticari başkenti konumundaki Halep'i kontrol etmek isteyen Özgür Suriye Ordusu ile Suriye ordusu arasındaki çatışmalar geçtiğimiz hafta patlak verdi. Şam'daki çatışmaların ardından ele geçirdikleri noktaları terk etmek zorunda kalan muhalifler için, Türkiye sınırına oldukça yakın olan Halep'i ele geçirmek ciddi bir moral destek anlamına geliyor. Ancak halk ayaklanmasının başlangıcından bu yana kentteki ticari faaliyetlerin durma noktasına geldiğini kaydeden siyasi gözlemcilere göre, Halep'teki mücadeleden kim galip çıkarsa çıksın, kentte meydana gelebilecek hasar yüzünden Suriye ekonomisi ciddi şekilde yara almış olacak.
MIG-21'LER BOMBA LIYOR
Halk ayaklanmasının başlangıcından bu yana Halep'in en şiddetli çatışmalara sahne olduğunu belirten muhalif kaynakların açıklamalarına göre, Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçler, dün sabah erken saatlerde tanklar eşliğinde Salahaddin, Sukkeri ve Seyfüddevle mahallelerinden kente giriş yaptı. Tank saldırılarının hava bombardımanıyla desteklendiği belirtilirken, ordu birliklerinin asker-sivil ayrımı yapmadan saldırılarını sürdürdüğü kaydedildi. Çatışmaların şiddeti ve iktidar mücadelesinde son aşamayı ifade ettiği için "savaşların anası" olarak isimlendirilen saldırılar sonucunda, Esad yönetiminin kaderi de belli olacak. Halep'in birçok mahallesinde Özgür Suriye Ordusu ile Esad güçleri arasında şiddetli sokak çatışmalarının yaşandığı da gelen bilgiler arasında. Göğüs göğüse mücadelenin verildiği noktalarda can kayıplarının da olduğu kaydedilirken; muhalifler, tahrip ettikleri askeri araçların ve tankların fotoğraflarını internetten yayımlayarak, adeta canlı yayınla yaşananları dünyaya duyuruyor. Muhalifler, Esad güçlerinin, patladığı anda hava boşluğu oluşturarak ciğerleri patlatan vakum bombasının yanı sıra misket ve parça tesirli bombalar kullandığını da iddia ediyor. Suriye Genel Devrim Konseyi Medya Sorumlusu Ebu Ubeyde, uluslararası sözleşmelere göre kullanılması yasak bombaların sivil yerleşim yerlerinde kullanıldığını söyledi. Ubeyde, daha önce görmedikleri Rus tipi MIG-21 savaş uçakları tarafından kentin bombalandığını belirtti.
MİSKET BOMBALARI
Kentin kırsal kesimlerinin büyük oranda muhaliflerin ve Özgür Suriye Ordusu'na bağlı birliklerin elinde bulunduğu açıklandı. Tarihi Halep Kalesi ve çevresinden itibaren kentin batı yakasında da üstünlük sağlayan muhaliflerle ordu güçleri arasında geçtiğimiz haftadan bu yana yaşanan noktasal çatışmalar, Suriye ordusunun dünkü saldırısıyla birlikte en kanlı ve şiddetli mücadeleye dönüştü. Çatışmalar sırasında kentin özellikle tarihi dokusunun ve barındırdığı tarihi eserlerin tahrip olmasından korkulurken, halkın çevredeki diğer yerleşim birimlerine doğru kitleler halinde göç ettikleri bildirildi. Ortadoğu'nun en eski kentlerinden biri olan Halep, Mimar Sinan'ın ilk eseri Hüsreviye Camii'ne de ev sahipliği yapıyor. Özgür Suriye Ordusu'nun önde gelen isimleri de, yaptıkları açıklamalarda Halep'te yaşanan çatışmalar hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Ordunun üst düzey komutanlarından Memun Gizzi, Suriye ordusuna ait 100'den fazla tankın Hama ve Şam'dan Halep'e doğru sevk edildiğini kaydetti. Bir diğer komutan Ebu Ahmed el Halebi, gerçek bir savaşın yaşandığını söyledi. el Halebi, Salahaddin mahallesinde onlarca tankın mevzilendiğini vurgulayarak, "Esad güçleri semti rastgele top ateşine tutuyor" dedi. Halep'teki Baas Partisi binasının da Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolüne girdiğini açıklayan muhalifler, 100 civarında ordu mensubu askerin çatışmalara girmemek için bilerek kendilerine esir düştüğünü ifade etti.