Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'ye adım atan Türkiye, Afrin'i teröristlerden temizlediği Zeytin Dalı Harekatı ile de sahada önemli askeri pozisyon elde etti. Her türlü terör örgütüne karşı mücadele eden Mehmetçik son olarak İdlib için oluşturulan 12 adet gözlem noktasında mazlumlar için nöbet tutuyor.
Soçi'de imzalanan İdlib mutabakatı da Türkiye'nin diplomasi başarısı olarak görülüyor. İdlib'de çatışmaların yeniden durması ve 15-20 kilometrelik alanın silahlardan arındırılacak olması bölgedeki askeri ve psikolojik üstünlüğü de değiştirdi. Bölgedeki kaynaklar hem bölge halkının hem de sahadaki bütün silahlı grupların gözünde Türkiye'nin "esas güç ve belirleyici etken" olduğuna dikkat çekiyor. Kaynaklar, Türkiye'nin Soçi'deki masada büyük zafer elde ettiğini, bunun sahaya da olumlu yansıdığını, özellikle İdlib çevresindeki gruplar Rusya'dan çekinirken bugün Mehmetçiği etken güç olarak gördüklerini belirtiyor. Gözlem noktalarına yapılan tank ve asker sevkıyatından sonra "Bölgede Türkiye'ye direnebilecek kimse yok" anlayışının hakim olduğu belirtiliyor.
Yaşanan bu gelişmelerden sonra İdlib'de en tehlikeli terör grubu olarak görülen Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) bile Türkiye ile ters düşmek istemediği ve Mehmetçiğin menzilinde olduğu için silah bırakmaya yakın olduğu belirtiliyor. HTŞ içindeki Mısırlı bir grubun silah bırakmak istemediği fakat HTŞ içinde başka grupların silah bırakması durumunda bunların da fazla direnemeyeceği ifade ediliyor.