Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde verdiği 'hayır' oyu öncesinde Çırağan Sarayı'nda başlayan ve Dolmabahçe'de sonlanan baş döndürücü bir telefon ve görüşme trafiği yaşandı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın direktiflerini bekleyen BM Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan, dün saat 17.00'de başlayan oylamayı bir saat bekletti. Erdoğan, Apakan'ın konuşma metninde bazı bölümleri özel olarak dikte ettirdi ve Türkiye'nin kararı Dolmabahçe Sarayı'ndan BM koridorlarına iletildi. Güvenlik Konseyi'ndeki oylama öncesinde Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ve Lübnan Başbakanı Said Hariri ile Çırağan Sarayı'ndan Erdoğan'ın telefon trafiği devam etti. Tahran Bildirisi'ne ortak imza koyan Türkiye ve Brezilya, BM Güvenlik Konseyi'nde de birlikte hareket etme kararı aldı. Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad ile ayrı ayrı görüştü.
ERDOĞAN'IN MESAJI
Önceki gün akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan'ı arayan Obama, Türkiye'nin çekimser oy kullanmasını beklediğini aktardı. Erdoğan ise Obama'ya, İran'ın ilk kez diplomasi yoluyla bir mutabakat zeminine yaklaştığını belirtip şu mesajı verdi. "Biz oylamada 'evet' diyemeyiz. Tahran'da anlaşmayı imzalarken bunun Türkiye'nin İran'a verdiği bir güvence olduğunu söyledik. İran'a anlaşma işlemediği takdirde gönderecekleri uranyumu geri iade edeceğimizi söyledik. Bu anlaşmayı da sizin mektubunuz ışığında hazırladık. Bu, Batı'ya karşı bir tutum değil, Konsey üyesi olan Çin ve Rusya da yaptırımlara 'evet' dedi. Bugüne kadar İran'a karşı 3 yaptırım, 1 de uyarı verildi. Bu 5'inci olacak. İran sadece diplomasi yolu açılınca adım attı. Biz 'hayır' derken hedefimiz İran'ı masada tutmak, diplomasiye şans vermek. Evet dersek, İran'ı masada tutmak için yüzümüz olmaz. Eğer İran masada kalır ve uluslararası toplumla birlikte çalışırsa yaptırımların teker teker düşmesini de bekleriz." Türkiye'nin "hayır" oyu kullanmasına ilişkin Başbakanlık kaynaklarından yapılan açıklamada, "Türkiye, Tahran Anlaşması'nda attığı imzanın arkasında durmuştur. Zira Türkiye başından beri diplomasi yolunun açık tutulmasını ve sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini savunmuştur. Türkiye, yaptırım kararının alınmasına rağmen diplomasi yolunun hala açık olduğuna inanmaktadır. Bu yönde çabalarını sürdürecektir" denildi. Duygu GÜVENÇ / İSTANBUL