HANİ, o şarkının sözlerindeki gibi... Kurşun adres sormuyor, yakıyor en derinden. Serseri ellerin tetiklediği kör kurşunlar, bugüne kadar ne canlar aldı, ne yürekler, ne
gözü yaşlı analar bıraktı. Dedeman Otelleri'nin veliahtlarından
Umut Önal, arkadaşının silahından çıkan kurşunla 17 yaşında hayatını kaybedince, ülkemizdeki silahlanma tehlikesi konuşulmaya başlandı.
Umut'lar ölmesin diye Umut Vakfı kuruldu, silahlanmaya engel olunmaya çalışıldı. Talihsiz gencin yaşama gözlerini yumduğu 28 Eylül,
Bireysel Silahsızlanma Günü ilan edildi. Umut, her 28 Eylül'de anılırken, çarpıcı eylemlerle tehlikenin boyutlarına,
kör kurşunlarla ölenlere dikkat çekilmeye çalışıldı. Gel gör ki, kör kurşunlara karşı gözler kör, kulaklar sağırdı.
İNADINA GİBİ!
Ülkemiz sanki inadına hızla silahlandı. Bir istatistiğe göre ruhsatlı ya da ruhsatsız olmak üzere
2 kişiden biri silahlı! Başka Umut'lar ölmesin denirken, bir Umut daha soldu. İzmirli
Umut Ceylan, parkta oyun oynarken maganda kurşunuyla yere yığıldı.
Daha 6 yaşındaydı... Önündeki uzun yılları, yaşayacağı mutlulukları ve sevinçleri kendini bilmezin biri çaldı, onu ailesinden kopardı. Bir Umut daha tükendi, ne acıdır ki kör kurşunlar görmezden gelindiği için göz göre göre! Yürekleri yakan ikinci Umut vakasının üzerinden bir yıl geçti.
Onu öldürmekle suçlanan zanlı, bu davadan tahliye edilince bu satırları yazmak şart oldu. Gerçek katil o mu, değil mi? Söz yargıda. Ama şu gerçek ki hiçbir karar
vicdanlardaki sızıyı dindirmeyecek, tıpkı Umut'u geri getirmeyeceği gibi. Umut Önal'ın annesi
Nazire Dedeman Çağatay, kurucu başkanı olduğu Umut Vakfı'yla tam 20 yıldır adeta çırpınıyor, silahlanmaya engel olmaya çalışıyor. Oğlunu elinden aldığı iddia edilen zanlının salıverilmesiyle bir kez daha yıkılan İzmirli Umut'un annesi
Gülhan Ceylan da önceki gün televizyonda konuşuyordu. Yüreği yanık anne, devlet büyüklerinin seslerini neden duymadığını soruyor, feryat ediyordu: "Bireysel silahlanmanın önüne geçilmesi için 'Umut Yasası' çıkarılmasını talep ettim. Umudum ışık olsun, herkesin yaşamına yaşam katsın istedim. Ama olmadı. Devlet büyüklerimiz bizi duysaydı, Umut'tan sonraki benzer ölümler belki yaşanmayacaktı."
BU GİDİŞ İYİ DEĞİL
İçinde bulunduğumuz kutsal ay Ramazan'da, başta Cumhurbaşkanımız
Abdullah Gül olmak üzere tüm devlet büyüklerine ben de buradan sesleniyorum. Neden silahlanma bizde bu kadar kolay! Gelişmemiş bazı ülkelerde
polislerin bile silahsız görev yaptığını biliyoruz. Bizde ise bırakın emniyet güçlerini, neredeyse herkes silahlı. Bu gidiş hayırlı değil, ne olur umutlarımız tükenmesin...