Büyük devlet adamı
Turgut Özal'ın bu ülkeye kazandırdığı eserlerden biri de serbest bölgeler... Rahmetli, pek çok alanda zihniyet devrimine imza attığı gibi, burada da
olmaz denileni başarmıştı. "Ülkeye ne katkısı olacak" yaygaralarına, "İstemeyiz" deyip duvar örenlere rağmen doğru olanı iyi ki yapmış. Özal'ın
geleceği gören büyük düşünce insanı olduğunun en güzel örneklerinden biri İzmir Gaziemir'deki Ege Serbest Bölgesi... 2.2 milyon metrekarelik yerleşim alanı ve yıllık 6 milyar doları zorlayan ticaret hacmiyle Türkiye'deki 19 serbest bölgeden en büyüğü. Bugün orada büyük bölümü yabancı 204 firma üretim yapıyor, binlerce kişi istihdam ediliyor. Bu kuruluşlar öyle sıradan değil. Kimi Boeing, Airbus gibi
dünya havacılık devlerine uçak parçaları imal ediyor, kimi NASA'nın tedarikçiliğini üstleniyor. Kimi dünya modasına yön veriyor, kimi otomotiv sektörünün bel kemiğini oluşturuyor. Birçok yabancı yatırımcı da gelmek istiyor ama şimdilik yer sıkıntısı eli kolu bağlıyor. Bitişikteki 600 bin metrekarelik genişleme alanı için gerekli izinler alınmaya çalışılıyor. Eğer bu da gerçekleşirse yeni yerli ve yabancı üreticiler fabrika kuracak, dünyanın dört bir yanına satılan "Made in Turkiye" yazılı nitelikli ürünlere yenileri eklenecek. Yıllar sonra gezme fırsatı bulduğum Ege Serbest Bölgesi, her şeyiyle İzmir'in ve ülkemizin hem gurur hem bereket kaynağı. Şimdi gelelim bu başarıya nasıl ulaşıldığına... Turgut Özal'ın açtığı yoldan cesaretle ilerleyerek dünyaya örnek gösterilen böyle bir sanayi merkezine imza atan kişi
Kaya Tuncer... Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Tuncer, ülkemizdeki serbest bölgelerin duayeniydi. 1989'da kurduğu Ege Serbest Bölgesi'ni, işletici kurum ESBAŞ'la bugünlere getirdi. Şimdi onun emanetini CEO Dr.
Faruk Güler, Pazarlama Grup Başkanı
Ertuğrul Işıksoy gibi değerli yöneticiler yarınlara taşıyor. Gediz Üniversitesi'nde aynı dönemde yüksek lisans eğitimi gördüğüm Genel Müdür Yardımcısı
Serdal Acar'ı da unutmamalıyım. ESBAŞ yönetimiyle başarılarla dolu 24 yıllık geçmişi ve gelecek planlarını konuşurken, gururlandım. Turgut Özal'ı ve Kaya Tuncer'i rahmetle anarken, ESBAŞ'taki bir yazının mana derinliğine de kapıldım: "İyi insanlar asla ölmez..."