Çocuklara Tanrı'nın resmini çizmelerini söyleyin. Herbiri, kendine özgü hayal gücü ile birbirinden farklı portreler çizer. Başında tacı olan bir adam, sakallı, yaşlı bir dede, parlayan güneş... Mesela ben çocukken Tanrı'yı uzun boylu, dik duruşlu, orta yaşlı bir manav gibi düşünürdüm. Koyu yeşil, tertemiz önlüğünü giymiş, sebzelerin ve meyvelerin başında bekliyor. Yüzünde samimi ve güven uyandıran bir ifade var ama 'Noel Baba' gibi 'babacan' değil. Siz ona yaklaşınca "Nasıl yardımcı olabilirim?" diye soruyor.
TANRI BENİM İÇİMDE
İşi bitince de bulutların üstündeki yerini alıyor. Çünkü aşağıdaki insanları sıkı takibe alması lazım. Kim iyilik, kim kötülük yapıyor diye... Ona göre günahların, sevapların bilançosunu çıkartıp, sizi cezalandıracak veya ödüllendirecek... Tanrı artık tepemizde bekleyen bir gardiyan değil benim gözümde... Milyarlarca galaksinin içinde bir toz parçası olan dünyamızda Tanrı'yı bu kadar limitleyemiyeceğimi anladım. O, içimde... Evrensel bir enerji, sonsuz bir zeka... Ben yaşam enerjimi ne kadar iyi kullanıp yayıyorsam, bana o kadar iyi geri geliyor. Ne kadar kötü saçarsam, bir o kadar da geri alıyorum. Hayatımdaki zorluklar ise (kendi seçimlerim sonucu veya elimde olmayan) daha anlamlı bir hayat yaşamam için enerjimi dogru kanallara yönlendirmeyi öğretiyor bana. Benim inancım böyle...
DÖRT FARKLI TANRI
Bu dünyada yaşayan insan sayısı kadar Tanrı tanımlaması olduğu kesin... Tanrı'yı nasıl gördüğünüz ise sizin kişiliğiniz hakkında çok şey söylüyor... Baylor Üniversitesi'nde iki profesör, 'America's Four Gods' adlı yeni bir kitap yazdı yani 'Amerika'nin 4 Tanrısı'... Prof. Dr. Paul Froese ve Prof. Dr. Christopher Bader'in yaptığı araştırmalara göre; Amerika'da 10 insandan 9'u Tanrı'ya inaniyormuş. Ama O'nun mizacı hakkında farklı şeyler düşünüyorlarmış. Sosyolog profesörler, Tanrı'nın mizacı hakkındaki farklı inançları dört ana karakterde toplamışlar. Otoriter, müşfik, yargılayan ve mesafeli... Bu dördünden hangisinin Tanrı'nin mizacı olduğuna inanıyorsanız, hayat görüşünüz ve davranışlarınız da ona göre şekilleniyor. Mesela 'Otoriter Tanrı'; yaşantımızı sıkı takip ediyor ve koyduğu kuralları takip etmeyenleri de sert bir şekilde cezalandırıyor. Bu inanca yönelik olanların hayata karşı tavırları da daha korkak ve kaygılı... Daha çok ekonomik durumu düşük olanlar, Tanrı'nın öfkeli olduğuna inanıyor. Tanrı'nın doğal afetleri insanlığa öfkesi yüzünden yarattığına inanıyorlar. (Amerika'nın yüzde 28'i bu inançta) 'Müşfik Tanrı'; hayatımızın içinde ama daha farklı bir tavırla: Hatalarımıza hoşgörülü. Her zaman seviyor ve koruyor. Zor şartlarda rahatlamamız için yanımızda... Bu inanca son zamanlarda verebileceğim en iyi örnek, Şili'de yerin 700 metre altında 70 gün mahsur kalan 33 madencinin tavrı... "Biz aslında 33 degil, 34 kişiyiz. Tanrı da bizimle beraber" demişlerdi... Bu yazıyı yazarken en son madenciyi çıkarıyorlar. Önce endişe, sonra umut ve mutlu son... Tanrı gerçekten yanlarında. (Amerika'nın yüzde 22'si)
YARGILAYAN TANRI
'Yargılayan Tanrı'; bizi uzaktan takip ediyor. Gökyüzünde bekleyen bir trafik polisi gibi günahlarımızı bir bir yazıyor... Ama bu dünyada cezalandırmıyor; yargıyı öbür dünyaya bırakıyor. Bu inanca sahip olanların eğitim seviyelerinin daha düşük olduğu gözlenmiş. (Amerika'nın yüzde 21'i) 'Uzaktaki Tanrı' ise; evreni yarattıktan sonra insanlığı yalnız bırakmış. Bu görüşü savunanlar, yaptıklari hataları arkalarından düzeltecek bir Tanrı'ya inanmıyorlar. Kendi sorumlulukları kendi ellerinde... Dindar değil de daha spiritüel olanların bakış açısı böyle... (Amerika'nin yüzed 25'i) Amerika'da geri kalan yüzde 5 ise ateist veya agnostik. Peki sizin hayalinizdeki Tanrı nasıl?
