Öğleden sonraları Alaçatı'nın içinde şöyle bir dolaşıyorum, içim açılıyor.
Çünkü yılbaşı hazırlıkları hızlanarak devam ediyor.
Yaza doğru da benzer bir telaş sarar sokakları; ben onu da çok severim.
Özellikle de Nisan'da Ot Festivali öncesinde...
Malum Çeşme ve Alaçatı'da işletme sahipleri kira olarak ülkenin hiçbir yerinde görülmeyen fahiş fiyatlar öderler.
BAYRAM ARİFESİ GİBİ
Masraflar çok fazla ama sezon ne yazık ki kısa olunca; kışa denk gelen böyle özel günler, kasaba esnafı için çok önemli oluyor tabii.
Bugünlerde sokakları saran bayram havasının tek nedeni de bu: Üç-beş kuruş yol bulmak.
Yoksa kimsenin tarih değişecek diye böyle bir sevinç yaşadığını zannetmiyorum.
Ve dediğim gibi sebebi ne olursa olsun, ben bu telaşlı günleri izlemeyi çok seviyorum.
Çarşı içinde yürüyüp mekan sahibi arkadaşlarımı tek tek ziyaret ediyorum.
Bayram arifesinde odaları tek tek temizlenip düzenlenen büyük bir konağın içinde dolaşmak gibi...
Bayılıyorum... (Bu arada yılbaşı gecesini Alaçatı sokaklarında geçirmek isteyenler için bir uyarıda bulunmak istiyorum: Geçirmeyin!
Yani kendinize bir mekan belirleyin ve erken saatlerde orada konuşlanıp dar sokakların kalabalığına pek girmemeye çalışın.
Sadece o akşam için özel olarak gelen ve sokaklarda gezen yan kesici, tacizci gruplar yine olacaktır eminim. Eğlence geceniz eziyete dönüşmesin derim.)