Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarının ardından bölgedeki sivil toplum örgütleri nden Öcalan'ın 'silahlar sussun' çağrısına destek geldi.
Av. Mehmet Emin Aktar (Eski Diyarbakır Baro Başkanı): Ortaklaşmanın zemini var. Mesajların çoğu Türklere dönük. 'Bizden korkmayın, ortaklaşarak daha çok kazanabiliriz' deniyor. Bölme, parçalanma korkularını bir kenara atın mesajı vardı. Parlamentonun atacağı adımları görmek gerekiyor.
Şahismail Bedirhanoğlu (GÜNSİAD Başkanı): Silahlı mücadele döneminin bittiğini, demokratik siyaset döneminin başladığı ortaya konuldu. Kalıcı bir barışla bölge önemli yatırımcı çekecektir.
Av. Tahir Elçi (Diyarbakır Baro Başkanı): Silahlar şu an susmuştur. Çekilme de başlayacaktır. Demokratik kamuoyunun, sivil örgütlerin beklediği de buydu. Zeminin içinin doldurulması gerekir. Adım adım normalleşmeye geçilecek.
Hüseyin Kaçar (Diyarbakır Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Gazeteciler olarak bölgenin acılarına onlarca yıldır tanıklık ediyoruz. Artık savaş ve trajedi haberleri değil, "iyi" haberler yazmak istiyoruz.
Nebahat Akkoç (KAMER Başkanı): Bugüne kadar 'benim oğlum, kocam öldü, öyleyse herkes ölsün' diyen bir kadın görmedim buralarda. Her zaman 'ben yaşadım, başkası yaşamasın' sağduyusu içinde oldu kadınlar. Nevroz günü kadınların coşkusu bundandı. Bu sürecin hiçbir şekilde sekteye uğramadan yürümesini istiyoruz.
Abdurrahim Ay (Mazlum Der Diyarbakır Şube Başkanı): Artık halkın beklentisi devlet kanadından, çünkü örgüt bir miktar da olsa üzerine düşeni yaptı, eski tavrına dönmeyeceği kanaatindeyiz.
Raif Türk (Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı): Yıllardır uzlaşmaya gidilmesi gerekir, silahın hak arama aracı olmaktan çıkarılması gerekiyor diyorduk. 20 yıl sonra da özlemimiz gerçekleşmiş oldu. Herkesin barışa ihtiyacı var, en çok da Kürtlerin. Onun için Kürtler barışa sahip çıktılar.