Tangoyla,
ders almaya başladıktan sonra evde prova yapan babasına eşlik etmek için tanışan Eylül Birgün, bugün artık o kadar başarılı bir tangocu ki İstanbul'a gelen Arjantinli tangocular, onu izlerken şaşkınlıklarını gizlemiyor. Bundan altı yıl önce sakatlanıp, sporu bıraktıktan sonra, tango dersi alan Metin Birgün, evde kızına da öğretir. O tarihte henüz yedi yaşında olan Eylül Birgün, birkaç yılda büyük ilerleme gösterir. Yetişkin dansı olarak bilinen tangonun ritmine o kadar iyi ayak uydurur ki babası artık profesyonelce eğitilmesine karar verir. Tangoda kendisi de ustalaşmaya başlayan Metin Birgün, zamanla meslek olarak da tango hocalığını seçince, üç yıl önce kurulan İstanbul Tango'nun kadrosunda yer alır. Eylül Birgün de derslerinden kalan zamanının neredeyse tamamını tangoya ayırıp, bir yandan da internette saatlerce Arjantin'in usta tangocularını izler. İstanbul'da iki yıldır gerçekleştirilen Uluslararası Tango Festivali'nde hocası Murat Elmadağlı ile şov yapan Eylül Birgün, artık yaşıtlarıyla dans etmek istese de ne yazık ki 13-14 yaşlarında tangocu bulmak mümkün değil. Bu yüzden yaz tatillerinde yaşıtlarına eğitim vermeye hazırlanıyor.
DURUŞUNU BİLE ETKİLİYOR
Metin Birgün, son yıllarda neden tangoya bu kadar ilgi olduğunu ve kızının tangoya olan yatkınlığını şöyle anlatıyor: "Tangoda çok derin bir altyapısı olan bir rehber var: Müzik. O rehberin önderliğinde, iki ayrı cinsten insanın, belki de normal hayatta yapamadıklarını yapıyorlar. Üç, üç buçuk dakika boyunca uyumlu bir şekilde hareket ediyorlar. Herkes rollerini biliyor ve o roller çerçevesinde, hassasiyeti yüksek olanlar, ki kızım da bunlardan biri, tangoda çok kolay ilerleyip, sivrilebiliyor. Tangonun, her bedene, her yaşa ve cinse uygun bir özelliği var. Kızımda duruşu farklı oluyor, yaşı 40'ı geçmiş bir hanımefendide başka bir güzelliği ortaya çıkartıyor." Metin Birgün, tangonun kızının duruşundan, günlük hayattaki ilişkilerine kadar pek çok olumlu etkisi olduğunu söylüyor: "Eylül artık daha dik, tangoya uygun bakış açılarıyla yürüyor. Tangoda bir lider ve bir de takipçi var. Bu rol değişiyor. Bir an takipçiyken bir an lidersiniz. Hayatın akışı içinde, toplumda da duyarlılığını artırdığını düşünüyorum. Daha aktif, sosyal ve topluluk içinde durumunun ne olacağını gözlemleyen ve ona göre davranan bir yapı kazandığını gözlemliyorum." İstanbul Tango'da çocuklar için açılacak eğitim bölümünde Eylül'ün hocalık yapacağını söyleyen Metin Birgün, kızının çok iyi bir hoca olacağından kuşku duymuyor: "Kızım bu yeteneği sayesinde üniversitede eğitim alırken, kafede çalışmak yerine tango dersi verebilir. Şimdiden o kadar başarılı ki tango festivalinde Arjantinli tango ustaları onu çok beğendi.
34 NUMARA TANGO AYAKKABISI GİYİYOR
Sekizinci sınıf öğrencisi Eylül Birgün, tango yaparken mutlu olduğunu, dünyayla bağını kopardığını söylüyor. Kışın okul nedeniyle haftada bir gün, sekiz dokuz saat tango yapan Eylül, okulda tango yaptığının bilinmesini önceleri utandığı için hiç istememiş. Ama artık kendinden daha emin. İstanbul Tango'nun renkli ortamında kendinden büyüklerin yanında dans hakkında rahatça konuştuğunu, onlarla bir yetişkin gibi dans ettiğini söyleyen Eylül'ün tek şikayeti yaşıtlarıyla tango yapamaması... Henüz 34 numara ayakkabı giyen Eylül, topuklu özel tango ayakkabılarıyla dans etmekte de hiç zorluk yaşamamış. Arjantinli usta tangocu Chicho Frumboli'nin partneri Juana Sepulveda, El Paharo Diego Riemer'in partneri Maria Belen'e hayranlık duyan Eylül, "Başka dans türlerini de öğrenmek istiyorum ama tangonun yeri ayrı. Türkiye'de artık sadece büyükler yerine tangoyu çocuklar ve gençlerin de yapmasını istiyorum. Bunun için de elimden geleni yapacağım," diyor.