Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Hayat ve hakikat

Kimi insanlar vardır. Sıradan, 'küçük hayatları' olan insanlar. Basit sözcüğünün en güzel yanıyla basittirler, yalındırlar. Hırsızlık, üçkağıt, dalavere, 'Ahmet'in şapkasını Mehmet'e giydirme' işlerini bilmezler. Bilseler de tenezzül etmezler. Bunların karşısına alın terlerini, emeklerini koyarlar. Gürültünün, patırtının, öfkenin karşısına ise sevgiyi. Bir karınca çabası ve sabrıyla ilmik atar gibi usul usul severler hayatı. Bir nehri besleyen küçük dere yatakları gibidirler. Böbürlenmenin karşısına mütevazılığı koyarlar. Seslerini yükseltmekten, bir fiske vurmaktan imtina ederler. Utanmazlık karşısına utanmayı koyarlar. Hicap duygusunu. Zulmetmezler, zulmedemezler. Fıtratları böyledir. Ama zulme ve kötülüğe karşı beklenmedik zamanlarda, beklenmedik şekilde de direnirler.

***
Çokbilmiş değildirler, bilgili de değildirler belki. Ama 'Hayat Bilgisi' dersine iyi çalışmışlardır. Hani 'hayat adamı' derler ya. Acılarını göstermezler. Ortalıkta caka satmazlar. Böbürlenmekten, şişinmekten dervişçe bir utanç duyarlar. Hayatları belki küçük ama yürekleri büyüktür. Günümüzde makbul gibi gözüken ne varsa onların karşısında bir yerde dururlar. Her şeyden önemlisi ölümlü olduklarını bilirler. Bu hayatta misafir olduklarını. Kefenin cebi olmadığını da. Cuma Ergül de bunlardan biriydi. Hep çok çalıştı. Hep usul usul yaşadı. Çiçeğe de, ağaca da, insana da sevgiyle dokundu. Kimseye kötülük etmeden, ama kötülüğü direnerek. Köyüne kendi elleriyle diktiği beş ceviz ağacı, kadastro işlemlerinde elinden alınınca beni hep şaşırtan bir direnç gösterdi. Çünkü haklıydı. Kar demedi, kış demedi onlarca kez otobüslerle kilometrelerce yol tepki. Mahkeme kapısı görmemiş adam, mahkeme salonlarında beş ceviz ağacını savundu.
***
Artık ne zaman bir ceviz ağacı görsem onu hatırlayacağım. Bahçesinde ceviz ağacının meyve verişini çocukça bir heyecanla anlatırdı. Sibirya kurdu köpeğini severken de. O sakin, dingin halinin altında sanki hep muzip bir çocuğun saklı olduğunu düşünmüşümdür. O muzip çocuk hiç beklenmedik bir anda bize 'ceee' dedi. Nur içinde yatsın.
***
Belki yukarıdan bir dil olacak, mazur görün. Siz siz olun, koca bir vitrine dönmüş hayatta dünyayı ben yarattım havasında dolaşanlara, sürekli rol kapmaya çalışanlara pek itibar etmeyin. O 'büyük' ve 'mağrur' adamlara! Onların çoğu hakiki değil. 'Cilalı imaj' devrinin ürünleri. O 'ürünlerin' çoğunluğu koca bir balon. Ancak sizin iğneyi batırma cesareti gösterdiğiniz yere kadar şişebilirler. Bunun yerine 'küçük hayatlara' iyi bakın! Ceviz kabuğunun altındakilere. Sanırım 'hakikat' orada.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA