Astım ilaçlarının, şişmanlatma gibi bir etkisinin söz konusu olmadığını ifade eden Ülger, ancak kullanıldıktan hemen sonra ağızın içinin çalkalanıp tükürülmemesi halinde uzun süre kullanımında kortizonlu ilaçların bu tür etkilerinin olabileceğinin ileri sürüldüğünü bildirdi.
Ülger, uygun tedavi ile hastalığın kontrol altına alınabildiğini belirterek, astımın tetikleyici bir etken sonrasında ortaya çıkabildiğini söyledi.
Aşı tedavisinin, seçilmiş bazı hastalarda düşünülebildiğini anlatan Ülger, "Aşı, uzun süreli tedavi şeklidir. Uygun kişiler tarafından yapılmaz ise yeterince etkili olmadığı gibi bazı yan etkileri de görülebilir. Bu nedenlerden dolayı aşı tedavisine yalnızca alerji uzmanları tarafından karar verilmeli, aşı tedavisi yalnızca bu uzmanlarca yapılmalıdır" diye konuştu.
Ülger, astım belirtilerindeki artışın, birbirini takip eden iki gün devam etmesi halinde vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğine işaret ederek, "Eğer hiç astım belirtisi hissedilmiyorsa, astım tam kontrol altındaysa 3-4 ayda bir kontrole gitmek yeterlidir. Kontrol sıklığı daha çok hastanın klinik durumuna göre belirlenmelidir" açıklamasında bulundu.
Astımın, kontrol altına alınması halinde spor yapılmasının sakıncalı olmadığını vurgulayan Ülger, özellikle yüzmenin astımlı hastalar için oldukça uygun bir spor dalı olduğunu kaydetti. Ülger, buna karşın yine de hastaların sınırları zorlamaması gerektiğinin altını çizerek, "Örneğin, soğuk havada yapılacak egzersizler solunum sıkıntısına neden olabilir" uyarısında bulundu.
Astımlı hastaların bir kısmında evcil hayvanlara karşı alerji reaksiyonu görülebildiğine de işaret eden Ülger, bu hastalarda tedavinin en önemli kısmının evcil hayvanı evden tamamen uzaklaştırmak ve evcil hayvanı olanlarla da temas etmemek şeklinde olduğunu bildirdi.