İskenderun Körfezi'nde, 4 sene "park halinde" bekleyip sonunda her nasılsa (!) batan MV/Ulla adlı gemi var ya, işte 2 bin 200 ton toksik atık yüküyle ölen, bu geminin batıp çöktüğü yerde bir kader yoldaşı daha var. Hem o arkadaşı Ulla'ya göre hayli kıdemli bir ölü. Adı İmrador Tankeri. Batış tarihi ise tam 45 yıl evveli.
Petrol yandı karardı
Bu gemiyle birlikte deniz suyuna sinsice sızan toksit atık termik santral baca kurumlarından oluşuyor. Şöyle bir araştırıp karıştırdım. Gördüm ki; İmrador gemisi güvertede kaynak yapılırken meydana gelen patlama sonucu batmış. İçindeki petrolün bir bölümü yanarak, gökyüzüne de siyah bulutlar bırakarak derinlere gömülmüş o zamanlar. Daha geçenlerde, memleketin en iyi sualtı fotoğrafçılarından dalgıç Haluk Cecan kardeşimiz malum geminin enkazını sualtında fotoğraflayıp dehşeti bize de göstermişti.
Kapıdaki tehlike
Şimdi duyarlı çevreler bir başka tehlike konusunda uyarıyor hepimizi. "Bugünlerde İstanbul Boğazı'nda 'Nadya' tehlikesi yaşanıyor. İskenderun'da batan MV/Ulla adlı geminin acentası Mavi Deniz Taşıcımacılık'a ait olan ve içinde 800 ton demirçelik atığı bulunan Nadya isimli gemi Büyükdere Gemi Kurtarma İskelesi'nde faciaya davetiye çıkarıyor." diyorlar.
O oraya nasıl gelmişti?
Hatırlayanlar vardır. 2001 yılında 'Kaptan Cavit' adlı gemi ile Boğaz'ın girişinde çarpışan Mavi Denizcilik'e ait Nadya isimli bir gemi vardı. İşte o gemi 3 yıldır İstanbul Büyükdere'de demirli tutuluyor. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma'ya ait iskeleye kalın halatlarla bağlı tutulan İstanbul bandıralı Nadya'nın kazada ön kısmında delik oluştuğu ve bunun her geçen gün büyüdüğü ifade ediliyor. İçinde 800 ton demir çelik atığı bulunan gemi bağlı olduğu şirketin, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne olan borcu nedeniyle hacizli bulunuyor. Bu nedenle de gemiye dokunulamıyor.
Saçlarda korozyon
Adını andığımız duyarlı çevreler boş oturmuyor elbet. Mesela Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü önceki gün Liman Başkanlığı'na bir yazı yazarak, geminin Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın atığı olan kül şeklindeki cürufla her an batabileceğini, doğabilecek çevre kirliliğinin önlenmesi için geminin güvenli bir yere çekilmesini istedi. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürü Barış Tozar, geminin saçlarındaki korozyon, paslanma ve çürüme bulunduğunu bunun da kısa sürede gemiyi batırabileceğini söyledi.
Ya karidesler
Tozar, 2002'de bağlı bulunduğu iskeleden fırtına nedeniyle sürüklenen Nadya
gemisinin kurtarıldığını anlatarak, şirketin kendilerine biri 20 bin, diğeri 4 bin dolar olmak üzere toplam 24 bin dolar borcu bulunduğunu belirtti. Yani iş uzun, karışık. Ama bir gün beklemek bile çok geç risk karşısında. Bu arada yine başa dönüp İskenderun'da batan geminin çevrede karidesleri de anılara gömeceği acı haberini vermek isterim size. Hem de dünyanın en iyi karideslerini. Ne acı değil mi?
